öğrendiğim kavramlar
Monarşist? - siyasal gücün bir tek kişinin elinde bulunduğu ve yönetimin genellikle kalıt yoluyla aile bireylerine geçtiği devlet biçimini destekleyen. Entropi? -Entropi, genelde yanlış biçimde bir sistemin “arızalı durumu” olarak adlandırılan bir durum işlevidir. Goebbels ve speer? Dr. Paul Joseph Goebbels, 1933-1945 yılları arasında Halkı
Herşeyden önce ne taciz ne de tacizciyi savunmuyorum. Tam aksine, karşıyım. Fakat; Hasan Ali Toptaş’ı ve bunla bağlı olarak eserlerini karalayanlara şunu soruyorum: 1- Yere göğe sığdıramadığınız ki haklısınız, yer altı edebiyatının duayenlerinden Charles Bukowski’nin nasıl bir yaşam sürdüğüne, kadınlara(en çok da fahişelere*) nasıl yaklaştığına
Reklam
Biraz uzun ama mutlaka okuyun çok güzel bir yazı...
Tolstoy’un 13 çocuğu vardı. 48 yıllık evliliğinin ardından karısına Benim yaşımdaki insanların sıkça yaptıkları bir şeyi yapıyorum. Son günlerimi tek başıma ve sükûnet içinde geçirebilmek için dünyadan vazgeçiyorum, yazan bir not bırakarak evini terk ettiğinde 82 yaşındaydı. Birkaç gün sonra bir tren istasyonunda donarak öldü. Arthur Rimbaut;
Marquis de Sade Hakkında Donatien Alphonse François le Marquis de Sade Fransız aristokrat ve felsefe yazarı. Erotik edebiyat'ın önemli yazarlarındandır, genellikle sert pornografik yazılar yazardı. Yaklaşık 29 yılını hapishanede, 13 yılını akıl hastanesinde geçirmiştir ve en önemli eseri Sodom'un 120 Günü'nü hapishanede yazmıştır. Bir diğer önemli eseri de Justine'dir. Sadizm'in kökeninin onun yazdıklarına dayandığı bilinir. Yazılarında ahlakı, yasayı, dini öğeleri dikkate almadan aşırı özgürlüğü (hatta ahlaksızlığı) ve en iyinin zevk olduğunu savunuyordu. Sade, 32 yıl farklı hapishanelerde ve akıl hastanesinde hapsedildi; onbir yıl Paris'te (on yılı Bastille'de geçti), bir ay Conciergerie'de, iki yıl kalede, bir yıl Madelonnettes'de, üç yıl Bicêtre'de, bir yıl Sainte-Pélagie'de ve 13 yıl Charenton akıl hastanesinde. Yazılarının çoğunu tutuklu olduğu dönemde yazdı. "Sadizm" kavramı adından türetilmiştir. Sade kitaplarında kişilerarası ilişkilerde insanın insansal yanı bir kez yitirildiğinde, neler olabileceğinin bilgisini verir. Kişilerarası ilişkilerde insanın sahip olduğu onur bir yana bırakıldığında, ortaya çıkan yeni ilke kendi yararını koruma sonuna kadar götürülecek olursa; zorunlu olarak "sadizm"e varılır. Yani insandaki insansal olan tek şey doğaysa, doğrudan doğa nedenselliği insan türünün yapıp etmelerini belirliyorsa, insan olmak cani olmayı da beraberinde doğal olarak taşır. Eserlerinde ahlaksal eylemin belirleyicisi olarak etik değerler değil de, içgüdüler ya da "koşullu buyruklar" eylemin "ilkesi" yapılırsa neler olacağını anlatır.
Marquis de Sade’dan karısına: “Evet, itiraf ediyorum, şehvet düşkünüyüm ben” Adıyla ve yazdıklarıyla sadizm kavramına esin kaynağı olan Marquis de Sade, neredeyse eserleri kadar renkli bir hayat sürmüştür. Lacoste’deki kalesinde fahişelerle, kadın ve erkek hizmetkârlarla, hatta baldızıyla birlikte şehvet tutkusunu tatmin etmeye çalışmış, fiziksel