"İnsan olmak kolay değildir, hele ki insanca yaşanabilecek bir toplum düzeni yoksa!"
.
Bu kitap sizi alt üst edecek. Kitabı okumayanlara spoiler olmaması amacıyla sadece hiç beklemediğim, dramatik bir sonla bittiğini söyleyip geçiyorum. John Steinbeck Amerika'da ırgat bir ailenin çocuğu olarak doğmuş ve kendisi de çocukluk yıllarında çiftçilik yapmış. Büyüdüğü çevrede tarım işçilerinin ve çiftçilerin yaşam koşullarını, ekonomik buhranın etkilerini, makineleşmenin sonuçlarını kendi gözleriyle, hatta anne ve babasında görmüş; yazım hayatını ve kurgularını bu insanların yaşadıklarını anlatmaya adamıştır.
.
Fareler ve İnsanlar kitabında da yine çiftçilerin amaçsız hayatını yüzümüze vurmuş yazar. Tek amaçları bir çiftlik sahibinin merhametine güvenip karınlarını doyurmak, kovulduktan sonra yola çıkıp diğer bir çiftlik sahibine kuyruk sallamak olan Amerikalı çiftçilerin hayatlarında hiçbir hayalleri yoktur ve olamaz. Fareler de böyledir. Yemek için peynir bulurlar, peynir bitince tekrardan peynir aramaya koyulurlar. Hayatları bu döngüde geçer, hiçbir hayalleri yoktur.
.
Bu topluluk arasında George ve Lennie isimli iki arkadaşın hayalleri vardır. Küçük bir çiftlik, karınları doyacak kadar para ve birkaç hayvan. John Steinbeck kendi yaşam tecrübesinden de yola çıkarak bu küçük hayallerin bile bir ırgat için imkansız olduğunu bize acı bir şekilde anlatmış.
.
Size bir soru sorarak bitireyim. Ailenizden birinin veya bir dostunuzun ölmesi gerekiyor. Başkasının öldürmesine göz mü yumardınız? Yoksa bunu siz mi yapardınız?
Anna Karenina, s. 182)
İnsan depremlere, salgınlara, korkunç hastalıklara, her tür ruhsal sıkıntıya katlanıyor ama onun için en büyük trajedi, yatak odası trajedisidir ve öyle olmaya devam
