Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
160 syf.
2/10 puan verdi
Neden okudum, okuyunca ne oldu... Sadece sondaki yetişkin sahne için okumuşum gibi hissettirdi. Daha iyi olabilirdi çünkü Ali Hazelwood'un kalemini seviyorum, akıcı yazıyor ama bu... bilemiyorum.
GOGOL'UN PALTOSU
Bir söz vardı, hepimiz gogol'un paltosundan çıktık, diye. Gerçekten kitabını okuduğum da anladığım o zor cümlelerin, tek bir çember etrafında öyle nizami bir duruşla okuru selamlamalarını, Üstünkörü bir ütopyayı bile bize öylesine gerçek bir olay hissiyatı verdirmeyi başaran, kusursuz bir olay kurgusu ve anlatım becerisini bizlere açık bir şekilde gösteren bir Eserin, kısa bir incelemesini sizlere aktarmak isterim.
Gogol'un ölü canlar eserinde bütün hisleri güçlü bir şekilde hissetmek ve insanın yeri geldiğinde ne kadar küstah ve acımasız bir canlıya dönüşebileceğini, açgözlülük belirtilerinin ne gibi küstahca olaylar yaratabileceğini Rus insanlarının yeri geldiğinde her bir insan gibi ne kadar zeki ve sinsi insanlar olabileceğini, Gogol'un bir noktası da toplumsal olayların ve bunun yaratabileceği kişilikler ve statülerin, şehir veya bir ortam açısından ne gibi kaoslara dönüşebileceğini, insanların komün yapıdan ziyade aslında bireysel varlıklar olduklarını ve bireysellik bozuldukça, toplumsal yapının da sarsıldığını kitap üzerinden birçok duygu ile bizlere nüfuz ettirmeyi başarmış.
Ütopik anlamda gerçekten olay örgüsü ve olayların sıralanışı düşünüldüğünde muazzam bir eser.
Ben genel mânâ da incelemelerimde fazlaca kitap içeriği hakkında derine inmeyi absürt buluyorum. Sadece kitabın konu ve oluşu bakımından nicel yorumlar yapmayı seviyorum.
Bu Yüzdendir, incelememi kısa tutuyorum. Okumak isteyen her Rus edebiyatı hayranıns şiddetle tavsiyemdir.
Video: youtu.be/Me8N0G7BNO4
Dinleyin, Size Bir Şey Söylüyorum.
Güray Öz'den okuduğum ilk kitap.
Dinleyin, Size Bir Şey Söylüyorum, 92 sayfalık bir şiir kitabıdır.
Kitapta; aşk, hayat, insan, ölüm, sevda, şiir, yalnızlık ve zaman gibi temalarda şiirler yer alıyor. Özellikle uzun mısralı şiirlerle de okura seslenen Öz'ün
Bin Yüz Bir İnsan
Düşüncelerimiz de bir süre sonra inançlarımızı yaratıyor.
Hayatında her şeyi olan ama bir türlü mutlu olamayan bir adam .
Her gün aynalara bakarak, başka bir role bürünen,Aynalarla konuşarak ,Kendini aramakta.
Korkularını,hayallerini,inandıklarını,ilişkilerini,gündelik hayatını,aşklarını anlatacak bizlere.
Ayrıca Ebeveynlerimize seni seviyorum demenin ne kadar önemli olduğundan,
Çevremizde uyumlu olmak adına ne kadar çok bedel ödediğimizden de bahsetmiş.
Kendisiyle kavgayı bırakıp,iç sesini duymaya başladığında hayatı değişir.
Hayatın içinden,sizden ,bizden bir kitap. Onunla birlikte kendini bulma yolculuğuna çıkmaya hazırmısınız..
Sen vaha olduğunu sandın ancak sadece bir seraptın.
-
Neye odaklanırsan onu yaşıyorsun.
-
Neye inanırsan inan;senden yüce olan ,seni olduğun gibi seviyor.
-
Sen kendini nasıl çevren de ,dünya da,evren de seni öyle tanımlar.
Çarpık Nefret
7/10
Selaam, twisted serisinin üçüncü kitabı olan çarpık nefretin yorumuyla geldimm.
Bu kitapta, serinin ilk kitabında okuduğumuz Ava'nın abisi Josh Chen ve en yakın arkadaşlarından biri olan Jules Amberson'u okuyoruz.
Josh ve Jules neredeyse tanıştıkları andan beri birbirinden nefret ediyorlar. Asla birbirlerine katlanamıyorlar yüz yüze gelmek dahi istemiyorlar ama aynı zamanda birbirlerini düşünmeden de duramıyorlar.
Aralarında ki düşmanlık bir anda unutulmaz bir geceye dönüşüyor ve bir anlaşma yapmaya karar veriyorlar. Sadece fiziksel bir anlaşma.
Kıskançlık yok.
Aşk yok.
Ve kesinlikle aşık olmak yok.
Tabii ki bu maddelerin bir bir üzeri çiziliyor ve sınırlar aşılıyor. Aşk onları ele geçiriyor.
Seri içindeki favori kitabım olmadı ama şu an için ikinci sırada diyebilirim sanırım. Enemies to lovers okumayı en sevdiğim türlerden biri ve bu kitapta fazlasıyla var o yönden bayıldım. Yazarın yazım dilini ben çok seviyorum gerçekten akıcı ve güzel bir dille yazıyor. Genel anlamda sevmiş olduğum bir kitap olsada karakterlerde rahatsız eden noktalar oldu. Jules sürekli bir şeyleri saklıyor ve bu inanılmaz yorucu hadi artık itiraf et modunda okudum bir çok sahneyi.
Zamanla birbirlerine açıldılar jules'in sır perdeleri aralandı ve güzel bir ilişkiye başladılar.
Kitabı yazarı olarak değilde dışardan bir okuyucu olarak incelemek istiyorum. Bence akıcı bir kitap ama çok basit bir şekilde ilerliyor. Yazar dünyayı daha çok genişletip olayların çözümlenmesini uzatabilirdi. Çocuk kitabı olması planlanmamış ama çocuk kitabı gibi olmuş. Bu tabii ki kötü bir şey değil. (Sadece öyle olsun istememiştim.) Bazı küçük
