Bir Kitaba Neden Düşük Puan Verilir Sorunsalı
Günümüz konusu
Sadece Şeyma
Sadece Şeyma
gibi über, süper kitapları dalgasına okuyup 1 puan veren arkadaşların hissiyatını paylaşıyor ve kendilerini anlıyorum. Hatta bu tarz kitaplar için bilimkurgu, anı vb. türlerin yanına leş edebiyat diye ayrı bir tür de eklememiz gerekli bence. Bu kitapla ilgili ince bir mizah için
Bayanlar Dikkat (: [KAMU SPOTU]
Dalga geçmek amacıyla değil küçük bir yanlışı düzeltmek için söylüyorum: Az önce bir arkadaş "sadece şeyma" kitabından bir sayfa paylaşmış. Aynen şöyle yazıyor: "Gözaltı kremlerini dene ve kendine en uygun olanı bul. Hidrolik asit ve nemlendiriciyi unutma." Hyaluronik asit yerine hidrolik yazmış olmalı. Zira, yüze tuzruhu sürülürse Şeyma gibi güzel olunmaz (:
Reklam
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
n diyor: "Ahmaklar için kitap yazanlar her zaman geniş bir dinleyici kitlesi bulurlar." "Sadece Şeyma" 40.000 satmış, ikinci baskıya gidiyormuş. (Şimdi anladık mi ülkenin niçin gelişemedigini..?) İnşallah hepsini Acun almıştır. Yine de Okurlarına hayırlı olsun diyelim ! Her neyse, hayırlı sabahlar
Ülke dışımda, şehir içimde.
-Günaydın. -Günaydın Ahmet. -Aymamış, niye yalan söylüyorsun... Gözlerimin etrafındaki sarı halkalar gece mor'a dönüşmüş sanırım. Her gün sabahın köründe buraya gelmekten bıktım. Bugün bari hava iyi olsun diye umarak incecik bir ceketle çıkıyorum, yine it gibi titriyorum. Sonbahar güzelde bu şehre İlkbahar gelmiyor. Nisan 13, hava 8
Ülke olarak gidişatımız harika (!) Üniversite bile okumadan hiçbir şekilde hak edilmeyen milyar dolarlık hayatlar, YKS veya LGS yüzünden intihar eden gençler... Gençlerin çoğu yıllarca okuyup 3500 TL maaş almak yerine yurt dışında garsonluk gibi işler yapıp Türkiye'den çıkmanın derdindeler ki haksız değiller. Bize büyüklerimiz tarafından
tadına varamadan telaş içinde yaşayışın ağrına gitmez mi zamanın? konuşmadan sadece sulamak bitkileri, kitapların sayfalarını sadece çevirmek ve hızlıca içilen kahveler. kendini değerli hissetmek için pahalı şeylerle kendimize biçtiğimiz etiketler. varolmamızı, bizi biz yapan değerlerden öte "görünen şeylere" muhtaç bırakıyoruz. değerliyim. ama sizin etiketlerinizden, biçtiğiniz varolma, "ben böyle varım duyun beni" çağrınızla değil, üzgünüm. varım evet. kahve içerken, mumu yakarak kitap okumaya severim. suladığım bitkilerle uzun uzun konuşurum. çünkü annem de çok severdi. dinlerler derdi. bence de dinlerler, dinliyorlar :) uzun uzun sokaklarda bazen müziğin sesini kısarım. kendimle konuşurum. canımı sıkan günlerde eve giderken kendime hangi yemeği yapsam mutlu olurum ne izlesem iyi gelir diye kendime çözüm bulurum. hayat zor, mutlu edecek ve değerli hissettirecek şeyleri kendim yaratmak zorundayım. kahveyi içmeyi bile romantize etmeyi severim. kendimle yaptığım ufak şeylere biçtiğim anlamlarla ve gösterdiğim çabayla kendime değer veriyorum. hayat ısrarla yorucu olmaya devam etse de, varolan etiket savaşlarından çok öte bir yerde kendi dünyamda kendim için çırpınıyorum. ben böyle varım ve en azından kendimi duyuyorum. yeterli. • şeyma polat
Reklam
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.