Yorgunuz. Yalnızız. Korkuyoruz. Hayallerimizden asıldık. Öyle yorgunuz ki, sorsanız nefes alıyoruz elbet ama bugün mezarımızı kazmaya hazırız yarın ölmek için. Öyle yalnızız ki konuşmayı, kendi dilimizi unuttuk, düşünceler yetiyor sadece yeterince kalabalık olmaya, bizim yalnızlığımız bile çok kalabalık aslında.
Sayfa 389Kitabı okudu
"Yorgunuz. Yalnızız. Korkuyoruz. Hayallerimizden asıldık. Öyle yorgunuz ki, sorsanız nefes alıyoruz elbet ama bugün mezarımızı kazmaya hazırız yarın ölmek için. Öyle yalnızız ki konuşmayı, kendi dilimizi unuttuk, düşünceler yetiyor sadece yeterince kalabalık olmaya, bizim yalnızlığımız bile çok kalabalık aslında. Ve öylesine bir korku dolaşıyor ki damarlarımızda... En çok kendimizden korkuyoruz biz. Diğerlerine verdiğimiz veya verebileceğimiz zararlardan, işlediğimiz yada işleyeceğimiz günahlardan."
Sayfa 389 - Epilson YayıneviKitabı okudu
Reklam
Yorgunuz. Yalnızız. Korkuyoruz. Hayallerimizden asıldık. Öyle yorgunuz ki, sorsanız nefes alıyoruz elbet ama bugün mezarımızı kazmaya hazırız yarın ölmek için. Öyle yalnızız ki konuşmayı, kendi dilimizi unuttuk, düşünceler yetiyor sadece yeterince kalabalık olmaya, bizim yalnızlığımız bile çok kalabalık aslında. Ve öylesine bir korku dolaşıyor ki damarlarımızda... En çok kendimizden korkuyoruz biz. Diğerlerine verdiğimiz ya da vereceğimiz zararlardan, işlediğimiz ya da işleyeceğimiz günahlardan.
Sayfa 390Kitabı okudu
Küçüğüz daha. Belki tam anlamıyla yaşamaya başlamadık bile. Tepki vermiyoruz bu yüzden çok; fazla sakin, fazla sessiz, fazla durgunuz.Kalbimizin attığını söyleyebilmek için göğsümüzü dinlemekten çok bir kalp cerrahına ihtiyacınız var. Yorgunuz. Yalnızız. Korkuyoruz.Hayallerimizden asıldık. Öyle yorgunuz ki, sorsanız nefes alıyoruz elbet ama bugün mezarımızı kazmaya hazırız yarın ölmek için.Öyle yorgunuz ki konuşmayı, kendi dilimizi unuttuk, düşünceler yetiyor sadece yeterince kalabalık olmaya,bizim yalnızlığımız bile çok kalabalık aslında. Ve öylesine bir korku dolaşıyor ki damarlarımızda… En çok kendimizden korkuyoruz biz.Diğerlerine verdiğimiz veya vereceğimiz zararlardan, işlediğimiz ya da işleyeceğimiz günahlardan.Bizim bile hatırlayamadığımız kâbuslar korkutuyor bizi. Uyuyamıyoruz.Umutlarımızı saçlarımızdan koparıp, dipsiz bir uçuruma sarkıtıyor bulutlara bağlayarak. Atlasak değer mi düşmeye?Dibe çakılmak acı vermez artık, biz acının en saf halini saç gördüğümüz dağ;dibini gördüğümüz kuyu korkutmaz artık buz tutmuş yüreklerimizi. En fazla paramparça oluruz, deriz.Daha önce yaşamadığımız şey değil. Atlasak, bizi elimizden tutup geri çekecek biri yok, paraşütümüz yok, kanatlarımız yok, hiç kimse yok.Bir keresinde uçmak istediğimizi söylediğimizde kopardılar bizim kanatlarımızı. Çocukluğumuzda neşeli çocuk sesleri eşliğinde oyun parklarında değil, ürkütücü rüzgar uğultusu eşliğinde mezarlıklarda oynadık biz. Anlat, dediler, duydular belki ama dinlemediler.Bizim uyuyamadığımız gecelerin sabahları hiç aydın olmadı. Biz öldük, onlar gömdüler.
Yorgunuz ️
Hiçbir acım yoktu, sadece cansızlık ve aşırı bir halsizlik.
Sayfa 183 - koridor
"Öyle yorgunuz ki, sorsanız nefes alıyoruz elbet ama bugün mezarımızı kazmaya hazırız yarın ölmek için. Öyle yalnızız ki konuşmayı, kendi dilimizi unuttuk; düşünceler yetiyor sadece yeterince kalabalık olmaya, bizim yalnızlığımız bile çok kalabalık aslında."
Sayfa 389Kitabı okudu
Reklam
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.