Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Felsefe Konuşmaları(Sadettin Elibol)
Doç.Dr.Hayrani Altıntaş Hoca ile olan soru-cevaptan bir kısım... " Halbuki insan ne kadar maddeye sığınırsa sığınsın, düşünce manevi alanlardan uzaklaşamayacaktır. Manevi veya mücerret bir yön onu daima meşgul edecektir. Metafiziğin boş bir uğraşı, faydasız bir meşguliyet olduğunu savunanlar gene bizzat madde ile uğraşanlar tarafından mağlup edilmektedir. Modern fizikçiler nötron ve proton zerreciklerinde mevcut enerjiyi izah ederken manevi bir kaynakla açıklama yapmak mecburiyetini itiraf ediyor. Pragmatist ve pozitivist zihniyet metafizik açıklamaları kabul etmemek suretiyle hakikati dile getirmiyorlar fakat başlarını kuma gömüyorlar. Ateizm ve materyalizm artık iflas etti. Bir kısır döngü içerisinde dillerine pelesenk ettikleri maddenin her şey olduğu hükmünü tekrar edip duruyorlar. Bu ifade gerçekten düşünen akılları ve pek tabii ruhları tatmin etmiyor."
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ben Kültür bakanlığının eski bir basımını okumuştum.Kitapta çoğu şuanda profesör olan felsefecilerimize Sadettin Elibol tarafından felsefe ile ilgili ülkemizi de ilgilendiren çok güzel sorular yöneltiliyor ve Hocalarda bu sorulara gayet güzel cevaplar vermişler ve bu felsefi söyleşi kitabı ortaya çıkmış. özellikle Sartre ile ilgili olan kısım çok hoşuma gitmişti İnce fakat doyurucu ve ufuk açıcı bir kitap bulabilirseniz bir karıştırın derim.
Felsefe Konuşmaları
Felsefe KonuşmalarıSadettin Elibol · Akçağ Basım Yayım Pazarlama · 20119 okunma
Reklam
Sıkıntılı bir dünyanın sıkıntılı bir insanıyım. (İngiliz şarkı sözü)
../en iyi toplum insanda hürriyet(dolayısıyla) sorumluluk bilincini geliştiren ve hayata geçiren toplumdur..
Sayfa 13 - Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları
Anlamıyor’sa(k)..
Bir şeyin bilinci yoksa onun tanımı yapılamaz..
Sayfa 15 - Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları
Batılılaşma
Ülkemizde batılılaşma hareketleriyle belirip gelişen yaşama tarzına baktığımızda sınıflaşma , zulüm, açlık, çıplaklık, alkol düşkünlüğü, fuhuş ve cinayetlerin bütün iğrençliğiyle hakimiyeti hissedilir..
Reklam
Çağdaş toplumlarda eski topluluklardaki eşya fetişizminin yerini "ilim" ve " ideoliji" kavramları aldı.
Batının ilme sığınışını anlamak zor değil. Başka çaresi kalmadı ki. Nereye gitsin, ne yapsın, nerede umut kapısı? Tarih mi, yaşandı; kilise mi, yıkıldı; eski Yunan veya hümanizma mı, geride kaldı, yetmedi: " Bunalım çağı"na geldi dayandı, Batı'lı insan. Güvensiz insan nasıl yaşar, mümkün mü bu? Hayır, bir dayanak arayacaktır mutlaka. Sıkıntının bile felsefesini yapmak işe yaramıyor artık. Geriye kalan; ilim.
Oysa ne utanılacak bir tarihe, ne de sorularımızı cevapsız bırakan bir inanç bütününe sahiptik. Arayışın, soruşun, karşılaştırmanın ibadet sayıldığı bir toplumun çocuklarıyık. Bir yazarın tabiriyle " güneşi cebimizde kaybetmiştik. " Kendi dünyamızın sürgünleriydik. Yeniden bulacaktır onu, bir yabancı gibi. İnsan tarihi trajedinin böyle korkuncunu yaşamış başka bir toplum yazmıyor.
İslâm'ın kelâm geleneğinde Allah'ın kudretini anlatmak için tabiattaki düzene, uyuma dikkat çekilir. Çoğu ayetlerde " gören gözler"," düşünüp ibret alanlar" için tabiatta "apaçık ayetler" olduğu vurgulanır..
Reklam
Biz değişimin hızını ve mahiyetini anlayamadığımızdan tabiât sürekli ahenk halinde görülüyor.
İlim, "İnsan idrakinin eşya dünyasına teslimiyetinin formülasyonudur, eşyaya ait bilgidir."
Bu kadar grifit yapı ve hesaplı ahenk ( ihtimali de olsa ) maddenin içindeki hareketle yahut kendi kendisiyle açıklanamaz. En basit mekanizasyon işlemleri bile aklın varlığını belgelerken, nasıl olurda bu düzen ve ahenk, tasavvur dışı bir iradenin eseri sayılmaz?
Tarihimizde sihir ve büyüye bel bağlanmadığı gibi ilim de mitleştitirilmedi. Çâğımızda, batı insanın genel baskınlığı ile doğan ilim putperestliğinin müşahhas sebebleri vardır. İlk akla gelen teslis inancındaki gizli putperestlik. Hz İsa"nın figür ve heykellerini yapan insan putperestliğe meyilli insanlardır.
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.