Güzelliklerinden nasibi olmadıkça bu iki günlük dünya neye yarar?
Kimsenin beni tanımadığı, kimsenin dilimi bilmediği, her şeyi kendimde hissedeceğim bir yere gitmek istiyorum.
Reklam
Ben, yaşamı sürekli alaya aldım. Dünya, tüm insanlar, gözümde bir oyuncak, bir rezillik, boş ve anlamsız bir şeydir.
Gördüm ki şefkatli bir insan değilmişim. Ben, katı, haşin ve nefret etmiş bir insan olarak yaratılmışım. Belki böyle değildim de, bir dereceye kadar yaşam ve zaman beni böyle yaptı.
Bana dert ve işkence olan şey, başkalarını eğlendiriyor.
Bir delinin notlarından, Soluğum kesiliyor, gözlerimden yaş akıyor, ağzım acı mı acı, başım dönüyor, yüreğim sıkışık, bedenim yorgun, ezik ve gevşek.
Reklam
Hüseynî'ye o kadar dalkavukluk ettiler ki, dalkavuklar, şairler, soytarılar, onun etrafını sardı. Hüseynî'yi o denli Tanrı'nın gölgesi ve yeryüzünün Tanrı'sı gibi gösterdiler ki, Hüseynî de buna aldandı. Göbeği katmer katmer şişti. Kendini bir şey zannedip, gurur ve kibre kapıldı. Hiç kimse ona gözünün üstünde kaşın var diyemiyordu. Sonra da vurdu kırdı çoğaldı. Tutuklamalar arttı. Polisler, bekçiler, muhafızlar halkın gözünü öylesine yıldırdı ki, bu durum herkesin canına yetti.
Ben biçare, gönlü yaralı, yedi gökte bir yıldızım yok.
Evet, güzelliklerinden nasibi olmadıkça bu iki günlük dünya neye yarar?
Reklam
Düşündükçe, çocukluğundan bu zamana kadar, daima başkalarının alay ve acımalarıyla karşı karşıya kaldığını görüyordu.
Bana dert ve işkence olan şey, başkalarını eğlendiriyor.
Evet, güzelliklerinden nasibi olmadıkça bu iki günlük dünya neye yarar?
Artık ne arzum kaldı ne de kinim. İçimdeki insanı yitirdim. Kaybolsun diye de bir yere bırakıverdim…
Geri199
1,500 öğeden 1,486 ile 1,500 arasındakiler gösteriliyor.