Bizansen'deydim. Bir gün odama girdim. Baktım ki hizmetçi kirli mavi gömleğini bağlamış, toz almakla meşgul. Beni görünce gidip, savaş hakkında Almancadan daha yeni tercüme edilmiş olan bir kitabı masanın üzerinden alıp, "Bu kitabı okumak için bana ödünç vermeniz mümkün mü?" dedi. Hayretle ona sordum: - Ne işinize yarar? Bu kitap roman değil. Cevap verdi : - Biliyorum. Ama ben de savaşa katılmıştım.
Evlerine giden sokağa yaklaştı. Birden, karısının önünden gelip geçtiğini ve ona hiç aldırış etmediğini farketti. Evet, bu karısıydı. Hacı da birçok erkek gibi karısını örtüsünün altından tanıyamazdı. Ancak karısının özel bir alameti vardı. Hacı bin kadının arasından kolaylıkla kendi karısını tanırdı. Bu onun karısıydı. Örtüsünün be­yaz kenarından tanıdı. Kuşkuya yer yoktu. Ama nasıl olmuştu da, Hacı'nın izni olmaksızın günün bu vaktinde dışarı çıkmıştı?
Reklam
Karısının sözlerini anımsadı: "Git, defol, yalancı Hacı! Sen Hacı mısın? Peki neden kızkardeşinle anan Kerbela'da yoksulluktan telef oldular? Söyle bana. Meşrefi Sarraf Hüseyin beni istettiği zaman onun karısı olmadım da gelip senin gibi kabiliyetsizin karısı oldum. Yalancı Hacı !"
Hacı iki yıldır bir kadınla evliydi. Ama kadından yana mut­suzdu. Bir süredir karısıyla bir kavgadır gidiyordu. Hacı, karısının söylediği iğneli sözlerden başka her şeye tahammül edebilirdi.
Ancak, çocukken babası öldüğü za­man, annesi, babasının vasiyeti üzerine evini, tüm varını yoğunu sattı. Parayı altına çevirdi ve valizlerini alıp Kerbela'ya gittiler. Bir iki yıl sonra paralar harcandı ve yoksulluğa düştüler. Fakat Hacı binbir zahmetle, dişini tımağına katarak Hemedan'daki amcasının yanına gelebilmişti. Tesadüfen amcası öldü. Başka varis olmadığı için amcasının tüm varlığı Hacı'ya kalmıştı.
Ben artık ne bağışlamak, ne bağışlanmak, ne sağa ne de sola gitmek istiyorum. Gözlerimi geleceğe kapayıp, geçmişi unutmak istiyorum.
Reklam
Uzağa, çok uzağa, kendimi unutacağım bir yere gitmek, unutulmak, kaybolmak, yok olmak istiyorum.
Sanki ölüler dirilerden daha yakın gibiydiler bana.
Cennet ve cehennem kişilerin içindedir. Kimileri dünyaya mutlu olarak gelir, kimileri de mutsuz.
Orada ne kitap, ne gazete, ne müzik, ne de özgürlük vardı. Kuşlar bu ülkeden kaçmışlardı..
Sayfa 71 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dedikleri gibi, göz görünce, gönül çok şey ister.
Sayfa 61 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
İnsanlar yalancı olmuş.
Sayfa 46 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Özgür olduğumu zannediyorum. Fakat alınyazım önünde en ufak bir direnme gösteremiyorum.
Sayfa 23 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Sizler, gerçekte yaşadığınızı zannediyorsunuz. Elinizde hangi sağlam kanıt ve mantık var?
Sayfa 23 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Artık ne arzum kaldı ne de kinim. İçindeki insanı yitirdim.
Sayfa 23 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.