Her ne kadar doğru bir istek olmadığının farkında olsam da; bu kitabı daha erken bir dönemde okumak isterdim. Yaklaşık on yıl öncesine kadar daha fazla kurgu eser
(özellikle roman) okurdum ve hayatımı şekillendirmem konusunda bana yardımcı olurlardı bu eserler (ya da zarar verirlerdi). Yıllar sonra geri dönüp baktığımda şu tahlili yapmıştım.
Yalnızlık eğer, kalabalıklardan, dış dünyanın kuru gürültüsünden, kesretten, insanı gaflete düçar edenlerden uzak durmak olarak algılanıyorsa, bu, şüphesiz, ruhu besleyen bir yalnızlıktır. İnsan kalabalıklardan kendini kaybedince ruhun bereketli alanına girer. Orası, insanlığımızı besleyen en değerli destekleri yaşadığımız yerdir. Zihnimiz orada, Bir olana odaklanır. İçimize döner, kalbimize bükülürüz. Bu, şüphesiz, insani kalitelerimizi artıran en etkili ve işlevsel süreçtir. Bu, bir bakıma ilahi merkeze dönmenin, odaklaşmanın, çokluktan arınmanın yaşandığı yerdir.
Sadık Yalsızuçanlar / cins dergi