Reklam
Yalnızlık eğer, kalabalıklardan, dış dünyanın kuru gürültüsünden, kesretten, insanı gaflete düçar edenlerden uzak durmak olarak algılanıyorsa, bu, şüphesiz, ruhu besleyen bir yalnızlıktır. İnsan kalabalıklardan kendini kaybedince ruhun bereketli alanına girer. Orası, insanlığımızı besleyen en değerli destekleri yaşadığımız yerdir. Zihnimiz orada, Bir olana odaklanır. İçimize döner, kalbimize bükülürüz. Bu, şüphesiz, insani kalitelerimizi artıran en etkili ve işlevsel süreçtir. Bu, bir bakıma ilahi merkeze dönmenin, odaklaşmanın, çokluktan arınmanın yaşandığı yerdir. Sadık Yalsızuçanlar / cins dergi
“Üzerine bastığım toprağa kendimi yabancı buluyorum.”
“… beni insanların vahşetinden vahşi hayvanlar korudu…”
“Çaresizliğin iniltisi, merhametsiz bir dünyanın yüreği, ruhsuzluğun ruhu.”
Reklam
Reklam
“İçine bakıyor, sadece içindeki renkleri görüyordu.”
“Sesim büyüdü, denizin bağırtısını susturdu.”
Behey baba nasıl olur, Hali yârdan ayrılanın? Varır bir engine düşer, Yolu yârdan ayrılanın. Karanfilim tutmaz imiş, Gül dikensiz bitmez imiş, İşe güce gitmez imiş, Eli yârdan ayrılanın. Şahinler göğe çekilir, Turnalar yere dökülür, On beş yaşında bükülür, Beli yârdan ayrılanın.
"Babam derdimi dil ile diyemem, dilim yanar, yazsam kalem yanar, kalem dursa elim yanar. Bana bir saz bulunsun."
dertleri unutmak için ya gezmek gerek, ya okumak...
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.