Bütün gün oturdum yedek kulübesinde,
Bir kardeşim saf dışı kalsın diye
Çay söyledim kahveden.
İşsizim ya İsmi naz oluverdi herkesin
Temiz bir sopa istiyor şu serçe bile
İsterse yalan desin.
"Ona karşı hissettiklerim çok kutsal, çok saf, çok kardeşçe bir sevginin sonucu değil mi? Bir kez olsun ruhumda cezalandırılması gereken bir arzuya kapıldım mı? -Yine de iddialı konuşmayayım."
Davy Jones bir zamanlar normal bir korsandı, her korsan gibi denize aşıktı. Denize aşık olduğu gibi, denizin tanrıçası Calypso'ya da aşıktı. Calypso, Davy Jones'un aşkına karşılık vermeyi kabul etti ancak bir ilişki yaşayabilmeleri için bazı şartları yerine getirmesini istedi. Calypso, Davy Jones'u ölümsüz kıldı ve ona bir görev
İnsanları aldatarak yaşarken, saf, temiz ve neşeli bir şekilde yaşayan veya yaşama öz güvenine sahipmiş gibi gözüken insanları anlaşılması güç buluyorum. İnsanlar, bana onları nasıl anlayabileceğime dair hiçbir şey öğretmediler. İnsanları biraz bile anlayabilseydim, ne onlardan bu kadar korkar ne de böylesine çaresiz bir hayat yaşardım.
Bazı insanlar her zaman eleştirme hastalığına sahiptir. Başkalarının iyiliğini unutur ve sadece hatalardan bahsederler. İyi, saf yerlerden uzaklaşıp kötü yere inen sinekler gibidirler. Bunun sebebi kendi içlerindeki kötülüktür.
Görülüyor ki işin içinden çıkmanın imkânı yok, çünkü dış yok ki içinden çıkılsın. Belki iddia edenlerin iddiası doğrudur da Hoca, bir Hâcedir, vezir oğlu vezirdir ve bu zat, espritüeldir, hazır-cevaptır, zekîdir, sırasında kendini sâf göstermeyi bilir. Fakat halk, ondan daha zekîdir, daha espritüeldir, daha hazır-cevaptır, onun şöhretini kullanmış, ondan bambaşka bir tip, bir halk tipi yaratmış, onu kendisine mal etmiş, ona sözler söyletmiştir. Belki de Hoca, bir köy imamının oğludur, köy imamıdır, halktandır ve halk, onu o kadar bağrına taşmıştır ki zaman-zaman durmamış, boyuna onun dilinden olaylar icad etmiştir, sözler söylemiştir, içini dökmüştür, derdini boğmuştur.
“ İnsanın bazen geçmez dediği, bitmez dediği, dar ve kötü günleri olur; hastalık, ayrılık, kaza, zarar, ziyan, haksızlık ve zulme uğrama… Hani denilir ya: “Düştüğü günler” işte. İnsanın doğasında var olur da… böyle bir duruma düşerseniz melullenmeyin düşkünlük gün günleri sandığınız bugünler, aslında temizlik ve arınma günleridir. İyi günlerinizde sizi çevreleyen insanlardan bir çoğu, o dar günlerde aniden yok olurlar, yiterler, arasanız da bulamazsınız. Gün gelir fırtına diner, tufan geçer, dertler biter ve ortaya çıkarlar hemen. Hele bir de size işleri düşmüşse yine. Hem de kırgınlıklarını bildirerek,” ne aradığın var ne sordugun” diyerek. Çevrenizde sizinle birlikte birkaç kadin dost kalır tufanda, onlar hep sizinledirler iyi günde, kötü günde elinin üstünde onlar kalmıştır altın gibi parıldar, dururlar. Toz, toprak, çamur akıp gitmiştir, cevher arınmıştır yüklerinden. bilki o cevher gibisin pürü pak, kirlerinden arınmış bir çamaşır gibi tertemiz.Melullenme, bükme öyle boynunu, üzülme. Arınma günleridir bugünler, saf ve temiz. Sonra gönderdiğin güvercin gelir konar omzuna ve” tufan sona erdi” der.
Çocukluğun verdiği tazeliğin, gamsızlığın, sevgi ihtiyaciyle inan kuvvetinin bir daha geri dönmesine imkân var mı? Bu zamanda masum bir neşe, sonsuz bir sevme ihtiyacı, bu iki yüksek fazilet, hayatın rehberidir, böyle olunca hangi çağ bu çocukluk çağından daha üstün olabilir?
Nerde o ateşli dualar? Nerede o en değerli nimet olan temiz, rikkatli gözyaşları? Uçup gelen teselli perisi, gülümsemeleriyle bu yaşları siler, saf ve temiz çocuk ruhuna en tatlı hayalleri dökerdi.
Acaba hayat, bu göz yaşlarını, bu sevinç dolu heyecanları bir daha duymıyacak kadar kalbimde kederli izler mi bıraktı? Acaba onlardan kalan yalnız hatıralar mı?
Eğer gerçekten seviyorsan
Kalbinde ki sadece sen olursun ve bilirsin ki o Kalp sadece senin ismin ile ritmini bulur.
Yalnız
Dediğim gibi
Saf
Hakiki
Gerçek sevgiden bahsediyorum
Çıkarın
Egonun
Hırsın
Kibrin
Sadakatsizliğin
Ve İhanetin
Ve Yalanın
Asla uğramadığı
Hani o aşktan gözün görmediği
Ha şimdi siz yok öyle aşklar diyorsunuz ya
O da nasip
Derler ya ;
Herkes aynı değil ki azizim
Yüzlerce kalbi ziyan eden de var,
Bir kalbi yüz bin defa seven de
Aşk ola ...
Onur Özkaya