-Sen büyüksün. Bu küçüğe öğütler verir misin?
-Öğüt, almak isteyene verilir. Madem istedin, renk renk öğütler vereyim sana, dedi Gökkuşağı, tebessüm ederek.
*Kırmızı öğüt: Allah, tüm sınamaları güzelce geçmiş, sağlam bir kul olarak görmeyi arzu ediyor seni. O halde, başına ne gelirse gelsin dağılma, imandan çıkma ve parçalanma!
*Turuncu öğüt: Gecikenleri bekleyeceğim derken, seferinden olma. Güneş gibi vakitli ol da varsın, gecikenler seni kaçırsın.
*Sarı öğüt: Lüzumsuz merhamet ile sevdiğine zarar verme! Bil ki kumaş, iğne canını yaktığı taktirde elbise olup hizmet edebilecek. Değilse, topundan kesilmiş anlamsız bir parça kumaş olarak, öylece kalacak. Bir de şunu unutma: Harama meyledenin, meylettiği kimse tarafından buz gibi bir tavırla karşılanması, nimettir. Yusuf, arkasını dönüp kaçmakla, Züleyhâ’yı daha ağır bir kirden nasıl koruduysa, sen de civârındakileri öyle koru. Merhameti doğru anla.
*Yeşil öğüt: Ayarına güvenmiyorsan, ağyâre hiç güvenme.
*Mavi öğüt: İstîdâdınca okur, kapasiten kadar anlar, anladığınca mânâ kazandırırsın. Hiçbirine güç yetiremeyenin yapacağı en doğru iş, susmaktır. Gerektiğinde bütün varlığınla, sadece sus.
*Lacivert öğüt: İşlediğin bir yanlışlık sebebiyle, düşmanın önünde mahcup düşme! İmanlı kimseye, imansız önünde boyun bükmek yaraşmaz! Günahın seni sadece, Allah huzurunda boynu bükük bıraksın.
*Mor öğüt: Allah var. Allah yâr. Allah kâr. O halde O’ndan O’nu iste. Râzı ol, râzı olunmuş ol. Saf ol, temiz ol, azîz ol.