Akif Mısır’da, gurbette ve yalnız:
“Vatan-cüdâ gibiyim ceddimin diyarında / Ne toprağında şu yurdun, ne cûybârında /
Bir aşina sesi, yahut bir aşina izi var / Sadâma beklediğim aksi vermiyor ovalar”
Arkamda kalırsın, beni rahmetle anarsın
Derdim, sana baktıkça a biçare kitabım
Kim derdi ki sen çök de senin arkana kalsın
Uğrunda harab eylediğim ömr-ü harabım
Mehmet Akif Ersoy Tümislamcı bir düşünceye sahip bir kişidir yani tüm müslümanların tek bayrak altında toplanma hayali vardır. Bu yüzdendir ki bizi asımın nesli olarak görmektedir. Âsım´ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek;
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, Günler şu heyulayı da er geç silecektir, Rahmetle anılmak ebediyet budur amma, Sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir...
Yazık, bunu anlamak için hayalini kullanmaya Bile vakti yok:
Ayrılmış tüm zamanı kavgaya! Insanın, ancak ruh ile durur ayakta insanlığı;
O ise bedeninin arzulanna hizmet ediyor devamlı;
Eğer ruhunu yüceltmeye de firsat bulabilseydi.
Anlardı belki o zaman hayatın gerçek gayesini.
Bir anladığım varsa şudur: Bu âlemi yaratan,
Yaratılış kalıversin diye bir çözülmez düğüm,
Daldırmada insanları hayatın ihtiyaçlarına,
Döndürmede zihinleri bambaşka bir yana.
Ömrün bir yandan şimşek hızıyla geçip gitmesi,
Diğer yandan bitmez tükenmez geçim endişesi,
Göstermede Yaradan'ın maksadını açık açık...
"Kimden kime şikayet edelim biz de şaşırdık!"
Yaratıklar âlemi dikkatle bir incelense şöyle:
Bulunmaz çalışmaktan uzak bir zerre bile.
Gökteki, yerdeki bütün varlıklar için
Kurtuluş yok sürekli çalışmaktan, ilerlemekten bugün.
Yer çalışsın, gök çalışsın, sen sıkılmazsan otur!
Bunlar hakkında bilmem bir bahanen var mı? Dur!
Yaratılmışlar bir şey midir, boş durmuyor Yaradan bile:
Bak tecelli ediyor çeşit çeşit binlerce olay ile.
Ey, bütün dünya ve içindekiler ayaktayken, yatan!
Leş misin, davranmıyorsun? Bari Allah'tan utan!