yaşamak yeğdir!… Yeterince yürekliydik, ne kendimizi ne de başkalarını esirgedik: ama, uzun süre,yürekliliğimizi nereye yönelteceğimizi bilemedik.
Karamsarlaştık, durgunlaştık; bize yazgıcı
dediler. Bizim yazgımız doluluktu, gerilimdi, güçlerin
birikimiydi. Şimşeğe, eyleme açtık,
zayıfların mutluluğundan, «boyuneğiş»ten uzaktık…
Göğümüzde sağanak vardı; doğa, bizim
doğamız, bulutlanıyor, kararıyordu çünkü hiç yolumuz
yoktu. Mutluluğumuzun formülü : Bir
Evet, bir Hayır, düz bir çizgi, bir hedef …
Yeşertmek için varız, kurutmak için değil.
Sevgiyle gitmeliyiz kinle, öfkeyle değil.
Rahmandan insanlığa rahmetiz..
Yağsın sağanak sağanak gönüllere sevgimiz.
Orkun'un Yayın Macerası ve Sonu: Orkun'da hiç aksamayan iki köşe vardı: "Orkun'dan Sesler" ve "Türkiye'nin Köy ve Kasabaları". Bunlardan birincisinde haftanın bazı haberleri çok defa mizahi bir üslupla ele alınıyor ve ayrıca 1944'e ait güldürücü hatıralara yer veriliyordu. Diğerinde çeşitli şehir,
sen kendini incitirsen
her şey incinir
dene ne kadar ihanet edebilirsin
unutmak dediğine
kaç yangın gerekir
ateşten dile
kekeme küle kendini tanımadan ne kadar dayanabilirsin her şeyini bildiğini sandığın belirsizliğe
geçici sağanak, dağınık merak
şaşkınlığın kullanışlı değil
ama kullanılabilir
dikkat et kendine
daha çok gençsin
Sen dostumdun benim, gülünce güneşler açardı
su gibi azizdin, yurdumdun alnında ateşler yanan
ışıklı bir ırmak gibi aktığımız o uzun yürüyüş
daha dündü sanki her patlayan sağanak bunu anlatır
Sayfa 12
Belki avuçlarında bir kelebek hüznü taşırken sağanak sağanak sevince tutulursun.
Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
Islak yaşamak, kazanılabilen bir alışkanlıktır. Yaşlı adamlar, anneler, üstü başı olmayan genç kızlar ve çocuklar, kışı Londra sokaklarında, şu veya bu evin köşesinde birbirlerine sağanak ve kar altında sokularak geçiren bu yoksul İrlandalılar ıslak yaşar, ıslak ölürler.
Sayfa 281 - 4.Basım, Nisan 2021
Osmanlı İmparatorluğu camiası dahilinde fiilen ve tarihen anasır-ı hakim [hakim unsur] olan Türklerin safiyet-i ırkiyesini [ırki saflığını] ve her türlü hususiyetlerini muhafaza etmek için teşkilat yapmalarından daha tabii bir şey tasavvur olunamazdı. Lakin bu teşebbüsler diğer milletlerin sütünü sağmak değil de kanını emmek derecesine varmamalıydı. Paşa Hazretleri! ırk safiyeti ve o ırkın hususiyetlerini muhafaza endişesi hulki, necip ve şayan-ı hürmet [hürmete layık] bir his ve fikirdir. Irklar için bu, bir mümtaziyet [ayrıcalık] ve icab-ı asalettir [asalet nedenidir]. Bu his değil insanlarda hatta hayvanlarda bile mevcuttur. Bilirsiniz ki asil atlar adi atlarla çiftleşmezler. Aileler izdivaçlarda küfü denilen bir mefhuma dikkat ederler. Almanların bugün yapmak istedikleri sterilizasyondan maksat, Alman ırkının Aryen havas ve hususiyetini muhafaza edebilmesi için hariçten Alman kanına ecnebi kanının karıştırılmamasını temindir.
Sayfa 34Kitabı okudu
Koca osman kurşun sesleriyle yataktan fırladı, hemen dışarıya koştu. Kurşun sesleri bir sağanak gibi geldi geçti. Köyün dört bir yanından at ayaklarının tapırtılari geliyordu
Sayfa 77 - Yapi kredi yayinlariKitabı okudu
Orkun'un Yayın Macerası ve Sonu: Orkun'da hiç aksamayan iki köşe vardı: "Orkun'dan Sesler" ve "Türkiye'nin Köy ve Kasabaları". Bunlardan birincisinde haftanın bazı haberleri çok defa mizahi bir üslupla ele alınıyor ve ayrıca 1944'e ait güldürücü hatıralara yer veriliyordu. Diğerinde çeşitli şehir,
Belki Yine Gelirim
***
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik...
***
Yitip gitme fikri doğuştan bizde.
Şu hayatta
benim de
bir yerim olduğuna
inanmaya çalışmak,
sağlak doğduğum halde
sol elle yazmaya
kalkışmak gibi.
.
Sayfa 29Kitabı okudu
Göğün gürlemesini, bereketin sağanak olarak yere inmesini istiyorsanız, yerde sahabe gibi dertlenenlerin ve inleyenlerin sayısını çoğaltın.Günümüzde gök gürlemiyorsa, bilin ki yeryüzünde fiili dua yapanlarda bir eksiklik var demektir.
Sayfa 782Kitabı okudu
