Her akşam evde aile üyelerinizle, komşularınızla misafirliğe geldiklerinde oturup bir iki başlık dahi olsa okuduğunuzda o anda mekânda tatlı bir asr-ı saadet havasının esmesine vesile olacak bir eser. Bu konuştukça malâyâniye dönen muhabbetlerin hayra ve güzel olana yönelmesi adına gerçekten mühim bir mesele ve Sahâbe İklimi bu görevi üstlenmeniz açısından size üslûp, içerik ve akıcılık açısından yardımcı olacak bir eser…
"Temenni ederim ki şu ev dolusunca Ebû Ubeyde b. Cerrâh, Muâz b. Cebel ve Huzeyfe b. Yemân, Salim Mevlâ Ebû Huzeyfe gibi adamlarım olsa da kendilerini Allah'a itaat yolunda çalıştırsam."
Sayfa 362 - Hâkim, el-Müstedrek, III, 294; Zehebî, Siyeru Â'lâmi'n-Nivelâ, I, 14.Kitabı okuyor
“Ey dili ile ikrar edip de kalbe iman gitmeyenler! Müslümanların gıybetini yapmayınız. Onların ayıplarını araştırmayınız. Kim Müslüman kardeşinin ayıbını araştırırsa Allah da onun ayıbını araştırır. Allah kimin ayıbını araştırırsa onu evinin içinde bile rezil eder.”
Ey Hasan! Beş vakit namazını aksatmadan kıl! Sana şüpheli gelen şeyleri terk et. İçinde şüphe olmayan şeylere yönel. Doğruluktan ayrılma! Çünkü doğruluk insanın gönlüne huzur verir. Yalan ise insanı huzursuz eder.
Bazen karşımıza gelen birinin yüreği, demir gibi katılaşmış olabilir. Bu adamın kalbi demirleşmiş deyip, kestirip atamazsın. Eğer sen lisanınla, o demiri döver, yüreğindeki aşk ateşinle de o demiri yakarsan, onun karşısında erimeyecek demir mi kalır?
Dava adamlığın, sadece söz ile olmaz, davanın uğrunda ödediğin bedel ile olur. Büyük davalar, büyük fedakarlıkları sahibinden ister. Ortada ispatı olabilecek işler yoksa, nasıl dava adamı olabilirsin ki?