Bir onay bağımlısı iseniz, kendinizi sadece öncelikle saygı duyduğunuz birisi sizi onayladığında onaylamak gibi zarar verici bir alışkanlık geliştirmişsiniz demektir.
Problem tanımlayıcı yöntem öğretmen-öğrencinin eylemini bölmez; bir yerde "idrak eden" , başka yerde "aktaran" değildir. Onun yerine, ister bir eğitim projesini hazırlıyor olsun, ister öğrencilerle diyalog içinde olsun, hep "idrak etme" halindedir. İdrak nesnelerini kendi' özet mülkü olarak görmez, kendisinin ve öğrencilerin düşünüşünün nesneleri olarak görür. Bu şekilde problem-tanımlayıcı eğitimci, kendi düşünüşünü öğrencilerinin düşünüşü içerisinde sürekli yeniden biçimlendirir. Öğrenciler -artık uysal dinleyiciler değildirler- artık öğretmenle diyalog içinde eleştirel araştırma ortaklarıdır. Öğretmen öğrencilere malzemeyi, üzerinde düşünmeleri için sunar ve öğrenciler kendi düşüncelerini ifade ederlerken o da önceki değerlendirmelerini yeniden gözden geçirir.
Bankacı eğitim, yanlış bir anlayışla insanları nesne varsaydığı için, Fromm'un deyişiyle "yaşamseverlik"in (biophily) gelişimini teşvik edemez, tersine bunun karşıtını, "ölümseverlik"i (necrophily) üretir:
İnsanlaştırıcı pedagojide yöntem, öğretmenlerin (bu örnekte devrimci önderliğin) öğrencileri (bu örnekte ezilenleri) manipüle edebildiği bir araç olmaktan çıkar, çünkü bu pedagoji bizzat öğrencilerin bilincinin ifade edilmesini sağlar.
"Köylü bağımlı biridir. İstediğini söyleyemez. Bağımlılığını keşfettiği ana kadar acı çeker. Hırsını evde çıkarır, çocuklarına bağırır, döver ve yıldırır. Karısından yakınır her şeyin korkunç olduğunu düşünür. Hırsını patrondan çıkarmaz çünkü onun üstün bir varlık olduğunu düşü-nür.