Ah Raif sabaha kadar seni düşündüm durdum. Kendimi Maria'nin yerine koyup bana olan aşkını hayal ettim.
Ah Raif gelsen tutsan elimden dolaşsak sokaklarda yağmur damla damla yağsa, ıslatsa.
Ah Raif senin aşkını gözlerinden okusam da sana yine seni sevmiyorum hiçbir erkeği sevemiyorum desem ama gizli gizli senin aşkından yanıp tutuşsam.
Ah Raif yine al ruhumu okşa sarıp sarmala şevkat göster. Korkma düşünme seninle gelir miyim diye uzaklara.
Ah Raif bir deniz olsan aksan söndürsen kalbimdeki yangın yerini.
Bir yağmur olsan yağsan kurak iklimlerime.
Bir ağaç olsan döksen yapraklarını üzerime geceleri üşüdüğümde.
Bir masal olsan daldırsan beni en güzel uykulara.
Bir güneş olsan aydınlatsan karanlık dünyamı.
Acaba ne hisseder bir kadın böylesine derin böylesine büyük sevilince. Dünyanın en mutlu insanı mı olur yoksa korkar mı benim gibi bu aşkın büyüklüğünden.
Sahi günümüzde var mıdır böyle büyük aşklar. Olmadığı için mi bu aşk hikayesi bu kadar ünlenmiştir.
Okuyan her kızın Raif Efendi'nin büyük aşkını kıskandığı, Maria'nın yerinde olmak istediği, okuyan her erkeğinde biz Raif efendi gibi olamayız, bir kadını böylesine büyük sevemeyiz diye düşündüğü kitaptır.
Rêya Hakk Alevî inancının Terminolojisine, inancındaki kavram ve kuramlarına derinlikli bakmak, Bu inancın dilinin hangi kültür havzasına, hangi zaman ve mekâna ait olduğunu bilmek için, dilin gelişimindeki biyolojik ve kültürel evrimi bilmek gerekiyor. Bu gerçeklikten hareketle genel olarak biyolojik gelişim ile kültürel evrim arasındaki
Feridun Andaç, edebiyatımıza, inceleme, araştırma, deneme, anlatı, öykü, biyografi, söyleşi ve derleme alanlarında eserler kazandırmış, kıymetli bir isim. Son olarak okumuş olduğum bu kitabını, yazardan daha önce okuduğum kitapları ile birleştirince, ortaya nefis bir harmoni çıktı. Belki doğru bir yaklaşım, doğru bir tavır değil lakin ben Andaç
Her şey alın yazısı mı mıdır hayatımızda yoksa
bir seçimle değiştirebilen asıl güç bizde kendimizde mi saklıdır? Sahi aşk nedir ve tanımını yapabilecek tek genel gerçek bir cümle var mıdır? Mehmet Rauf’un aşkında gerçekten acıyı ,sevinci,ızdırabı,kavuşmayı,bekleyişi,ayrılışı ve acı sonla biten belki de mutlu başlangıca sebep olan tarife tanıklık edeceksiniz.
Aşkından yana yana kavrularak yaşadığını bile unutan iki çaresiz zavallı kalp ve yine ateşler içinde yanarak bu aşka veda eden üzen veyahut sevindiren bir son.. Eski zamanların kıyasıyla günümüz sadakatine bakacak olursak ne böyle bir aşka ne böyle bir acıya ne de böyle bir saadetle sadakate rast gelinir.
Efendim hikayemiz bir matruşka gibi içten içe çıkıyor ama en nihayetinde bir ümitsizlik romanıyla karşımıza gelecek ki o romanın aslında o hikayenin ana karakteri Raif Efendi.
Raif Efendi’nin başından geçen garip ve ümitsizlik aşısıyla dolu olan hikayesi başta birkaç argümanla merak uyandırılmaya gayret ediyor. Ama o gayretlerin hiçbiri sonuç