Kelimeler çıkacak kalemimden
Karalıyorum temiz ve bir o kadar endişe dolu gelecek sayfaları
Neden
Daha kaç soru soracaktım
Sahi her sualin var mı bir cevabı
Kendi içime mi gömüldüm hayatın kontrolüne mi
Geçmişimin izleri geleceğin üzerinde umudun izdüşümleri…
F.Aslan
Tabiri Caizim
Bütün tabirlere caizim
Beni teşbihlerin tamamı hatasız
En malum şekliyle ilanım
Uzun lafın kısası,çok yoruldum Allah'ım
Bazen düşünüyorum da,çok düşünüyorum
Aynı yerden kaç kez kırılır ki bir insan
Evet, ben de tahammül yok ama biliyorum
Artık tahammülde de ben yokum
Acaba diyorum Allah'ım, bıkmak da benden bıkmış
"Sen geçerken
Yıldızlar kaydı her yere
Armağan olsun diye gökyüzü
Dilini bilmediğim sabahlara çıktım
Ne bildimse kalbimden öğrendim
Sen geçtin ya sevgilim
Umudun gölgesi düştü her yere." (s. 53)
Ah,
Dünyanın derdini kendine dert bilen şairleri ne çok severim. Kanayan yaraları görmezden gelmeyen, dilini, kalemini derdini anlatmaya
Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde!
Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum!
Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda!
Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında!
Sahi kaç veda kaldırabilir insan, diye düşündü, Tahmin ettiginden çok daha fazlasını belki. Belki de tek birini bile kaldıramaz. Insan kalsa da gitse de asıl olan vedalardı. Bu, insana daha doğduğu anda söylenmeliydi.
Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın!
Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla!
Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde!
Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum!
Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda!
Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında!
Hiç bilmiyorum
Erdem Bayazıt
Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde!
Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum!
Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda!
Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında!
Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın!
Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla!
Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde!
Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum!
Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda!
Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında!
Hiç bilmiyorum! Hayat taviz vermediği hızı ve kavgasıyla akıp gidiyor!
Çok yorgunum, daha çok zihnen ve nasıl geçecek bilmiyorum, hiçbir şey yapmak istemiyorum. Dinlenecek bir yer bulamadım sanırım.
Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın.
Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla.
Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde.
Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum.
Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda.
Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında.
Hiç bilmiyorum.
Hayat taviz vermediği hızı ve kavgasıyla akıp gidiyor.
Baharın rahiyasından akıp coşan çiçeklerle hatırlıyorum lise yıllarımızı.
“1937’de doğdu
Hiç uçurtması olmadı.” (s. 11)
Ölmeden bir sanatçı ile tanışmak isteseniz kim olurdu?
Kitabı okumadan önce de Cüneyt Arkın derdim sanırım bu soruya. Ama okuduktan sonra öyle bir bağ kuruldu ki içimde artık istesem de başka cevap veremem sanırım. Sahi, nasıl bilirsiniz kendisini?
Battal Gazi, Kara Murat, Dünyayı Kurtaran Adam, Türk