Havada taptaze bir soluk enerji vardı, kentten kurtulup kumsala ayak bastığımda, yüzümü sonsuz maviliğe doğru kaldırdığımda...hissettiklerimi betimlemeye yetecek bir dil, bir lisan olmadığını düşündüm.
Bana dışarıdan hiç yeni fikir ya da heyecan verici bir düşünce gelmedi; içimden doğanlar ise, gün yüzüne çıkamadıkları için çoğu kez acınası bir biçimde ezildi ya da güçsüzleşip solmaya mahkum oldu.