Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Lükse bak be!
Sahipkıran için altın direkli, lal ve mücevherlerle süslü bir otağ kurdular. Otağın ipleri ipekten kazıkları gümüştendi. Otağın içine altın bir taht koydular. Tahtı mücevherlerle süslediler. Sahipkıran, tahta çıkıp oturdu.
Sayfa 258 - Selenge Yayınları
Bu yüzden Timur, tarihte ulu komutanlar arasındadır
Kale, bir dağın tepesine kurulmuştu ve sarplığı ile mustahkemliğini tarif etmek mümkün değildi. Kalenin kurulduğu dağ, diğer dağlardan daha yüksekti ve mancınık ve top menzilinin dışındaydı. Kaleye çıkan yol öyle dardı ki, üç kişi yan yana dursa ve dünya düşman olsa o yoldan ilerleyemezdi. Bu yol öyle sağlam bir şekilde korunuyordu ki, yer yer taş ve kerpiçlerle duvarlar örülmüştü. Kale içinde ekilip biçilmeye elverişli arazi vardı ve bu yüzden kaledekilerin iaşe sıkıntısı yoktu. Ayrıca kalede koyunları ve sürüleri vardı. Civarda bol miktarda geyik ve başka av hayvanları vardı ve kaledekiler bunları avlarlardı. İşte Sahipkıran'ın böyle bir kaleyi iki günde ele geçirmesi dünyanın şaşılacak işlerindendir.
Sayfa 209 - Selenge Yayınları
Reklam
Timur, yapılan yanlışlara karşı acımasızdı, merhameti yoktu.
Hazreti Sahipkıran, Çukalak hadisesini duyunca son derece üzüldü ve bu savaşa katılan bütün beyleri huzuruna çağırtıp savaş hakkında bilgi aldı. O gün kim korkaklık edip kaçmışsa hepsini cezalandırdı. Cengaverliğiyle meşhur Berat Hoca Koçtaş bu çarpışmada bir yararlılık göstermediği için, sakalını kestirip yüzüne pudra, yanaklarına allık sürdürerek şehirde dolaştırdı.
Sayfa 167 - Selenge Yayınları
Çünkü O, Yenilmez Hakandı
Sahipkıran'ın askerlerinin düşmandan kaçtığı görülmüş şey değildi. Aksine onun askerleri, Sahipkıran'ın şiddetli saldırısı sayesinde nereye giderse gitsinler, hep zaferle dönmüşlerdi.
Sayfa 167 - Selenge Yayınları
Cihanşumul bir devlet düşüncesi vardı
Hazreti Sahipkıran, dünyada kendinden başkasının memleketlerin yönetimine karışmasını hoş karşılayan biri değildi veya "yalnızca ben yönetirim" iddiasında bulunurdu. Onun kafasında daima şu fikir vardı "Dünyada iki kişinin hükümdar olduğu bir yer yok ve ayrıca dünyayı yaratan Tanrı da tektir. Dolayısıyla dünyada da bir padişah olması lazım gelir".
Sayfa 125 - Selenge Yayınları
Kaypaklık yerine mertçe dövüşürüm diyor
İki taraf birbirine yaklaştı. Hazret'in yakın adamları "Bunlar, Emir Hüseyin'in önde gelen beyleridir. Kendi ayaklarıyla çıkıp gelmişler. Şimdi bunları yakalarsak Emir Hüseyin'de başka kuvvet kalmaz. Fırsati kaçırmayalım. Feleğin bir cilvesi bu. Eğer bu işi yaparsak, devletin menfaatine olur" dediler. Fakat Hazreti Sahipkıran: "Erkek adamın yeminini bozması şanına yakışmaz. Yeminini bozan kişiye erkek denmez" diye cevap verdi.
Sayfa 86 - Selenge Yayınları
Reklam
Yalakalıkta son nokta. Mübarek nefeste nasıl oluyormuş :D
Hazreti Sahipkıran mübarek nefesiyle geçecek bir nokta bulmak için her tarafı kolaçan etti.
Sayfa 76 - Selenge Yayınları
Hazreti Sahipkıran Timur:
"Devlet binasını iyilikle yükseltirsek ona kimse zarar veremez. Adalet ve iyilik suyuyla sulanan bir ağaç mutluluk meyvesi verir."
Sayfa 66 - Selenge Yayınları
Hazreti Sahipkıran'ın en büyük özelliği, herhangi bir işi sonuna kadar tamamlamadan bırakmamaktı.
Sayfa 56 - Selenge Yayınları
Karizma kilise tabiridir. Weber kilise terminolojisinden almıştır. “Karizma” yanılmaz, yanılması mümkün olmayan bir tiptir. Bir nevi bizde gökteki takımyıldızlarının güçlendirdiği “sahipkıran” gibidir. Bizdeki avam arası “karizma” deyimi ise kepaze bir sapmadan ibaret. Terim tutmuştur; karizmanız var, size çok itimat edilir, karizmanız var, önderlik yaparsınız.
184 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.