Yeğenine aşık olan diktatör:
Hitler Geli’ye âşık oldu. Her gittiği yere, toplantılara, konferanslara, dağlardaki uzun yürüyüşlere, Münih’teki kahvelere ve tiyatrolara onu da götürmeye başladı. 1929’da Prinzregentenstrasse’de dokuz odalı lüks bir apartman katı kiraladığı zaman ona güzel bir oda ayırdı. Parti lideriyle güzel sarışın yeğeni arasındaki ilişki üzerine Münih’de ve
Oliver onları kazandığında ben yoktum, onlardan vazgeçtiğinde ben yoktum. Yoksa çok daha basit bir şey miydi? Ben buraya, bir şeyler hissedecek miyim, bir şeyler hâlâ canlı mı diye görmek için gelmiştim. Fakat asıl sorun, herhangi bir şeyin yeniden canlanmasını istemiyor olmamdı. Tüm o yıllar boyunca, onu her düşündüğümde ya B.'yi, ya da Roma'daki son günlerimizi hatırlıyordum ve her şey iki sahneye götürüyordu beni: Yaşanan azaplarıyla balkon ve beni eski bir duvara dayayıp öptüğü, sonra bacağımı onunkine doladığım via Santa Maria dell'Anima. Roma'ya her gidişimde o yere gidiyorum yine. O yer benim için canlı, bugün tümüyle var olan bir şeyle yankılanıyor hâlâ, Poe'nun bir öyküsünden çalınmış bir yürek eski arnavutkaldırımın altında hâlâ atıyor ve bana, burada nihayet, tam bana göre bir yaşamla karşılaştığımı fakat ona sahip olamadığımı hatırlatıyormuş gibi.
Sayfa 231Kitabı okudu
Reklam
Gertrude Bell’de sahnede nihayet..
“... Mısır modası ve onu izleyen Nebati, Asur, Babil, Pers modaları müzeleri ve antikacıları, tıpkı Rönesans döneminde Roma'nın antik eserleriyle olduğu gibi, envai çeşit döküntüyle doldurmuştu-Bilger'in ataları Bitinya'dan Elam'a kadar Osmanlı İmparatorluğu'nu, çoğunlukla yanlarında karılarını da taşıyarak kat ediyorlardı ve bu kadınlar da Gertrude Bell ya da Annemarie Schwarzenbach gibi bizzat arkeolojinin hazzına kapılmadıklarında Jeanne Dieulafoy ya da Agatha Christie gibi yazar oluyorlardı..
Sayfa 178 - Can Yayınları, 2.BaskıKitabı okudu
Telefondan önce, oyun yazarları arka planda yatan bilgiyi aktarmak için epey zaman harcarlardı. Ibsen'in aslında bir başyapıt olan eseri Yaban Ördeği'nin ( 1884) birinci perdesinde ana karakterler, iki hizmetçinin sohbetinde kendilerinden söz edildikçe birer birer sahneden geçerler. Alexander Graham Bell'in uygarlığa katkısından sonra, bir oyun yazarı aynı işi daha birinci sahnede bir telefon konuşmasıyla halledebilmeye başlamıştır. Oyuncu sahnede tek başına durup telefonda hayali biriyle konuşarak olmazsa olmaz bir bilgiyi bir çırpıda sunabilmektedir.
Sayfa 41
"... Gelo em dereng derketin ser sahneya dîrokê, Yan me zû terka wê kir?"
Network 1976: Televizyon lanet olası bir eğlence parkıdır.
Ayıklama ilkesi, sansasyonelin, gösteri niteliği taşıyanın atanmasıdır. Televizyon, iki anlamıyla da dramatikleştirmeye [canlandırma) başvurur: bir olayı sahneye koyar, görüntülendirir ve bu olayın önemini, vahametini, dramatik ve trajik niteliğini abartır. Varoşlar söz konusu oldukta, ilgi çekecek olan şey buralardaki ayaklanmalardır. Ayaklanma
Sayfa 24 - GÖSTEREREK GİZLEMEK
Reklam
REŞAT NURİ, BENİ OKULDAN BİR HAFTA TARD ETTİRMİŞTİ Reşat Nuri Güntekin (1889-1956) Anılar insanları aldatırmış. Beni de aldattığı olmuştur. Ama tüm anılar değil. O, karıncayı bile ezmezdi. Damga [1924], Dudaktan Kalbe [1925], Akşam Güneşi [1926], Çalıkuşu [1922], Bir Kadın Düşmanı [1927], Hırçın Kız [?] şunlar bunlar. Olağan İşler [1930] ve
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.