Ay Şahrud…
Kim anlar ki eşkıyanın sağlamlığını Özleminin çiseyle yıkanmış şafak değerini, kim? Hani ellerine kuşlar inerdi Kardan üşüyen kuşlar Bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi Ay Şahrud Eşkıya yüreğime çığ düştü Üşüyorum ha, aç ellerini Tunay Bozyiğit | Nefesimi Süreyim
Tunay Bozyiğit
Tunay Bozyiğit
Yitik öyküdür, tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan,iki yürekte durmadan kanayan…. seyduna ile şahrud Yüreklerin akarken bıraktığı izi birbirlerinin gözlerinde aradılar, yoktu İki iklim farklıydılar…
Tunay Bozyiğit
Tunay Bozyiğit
Reklam
Sürgün
nicedir seyduna'nın dağlarında kuşlar yerine kurşunlar kanat çırpardı. kurşun, kendi çığlığına uyanır, kendinden utanırdı bu coğrafyada, ki hiç sevmedi sesini, ismini... ölüm arayan, ışığında oturur ağlardı. ne zaman çığlık kopsa, bilirdi, ardı derin susku kuyusu olurdu, bir yaprakta olsun solumazdı hayat. şehirleri birbirine
bırak öpüşlerim ağzını kapatsın sabaha söyleyecek söz bırakmayalım...
Bazen vefa ve samimiyet, Şahrud'da köpek olarak, Kıtmir diye gezer... Şerefe
…. Apansız pencerende gülümsüyor güneş, ne güzel! Bütün parmakların tıkır tıkır işliyor. İştahla biliyorsun, yaşamaktır aşk Geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku boyunda Delice bir yangın parmaklarının buzulunda Ah şahrud, Her yerimiz nasıl da şaşırıp kalmaya istekli!
Reklam
202 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.