Yanlışların doğruluğu ya da başka bir bükülme.
Herhangi bir düşünce, herhangi bir duygunun çekim alanına girdiğinde bükülüp yön değiştiriyordu. Ve sen, düşüncenin gerçek kaynağını belirlemekte yanılıyordun. Yön değiştiren düşüncenin, duygunun yakınlarından çıktığını sanıyor, ancak yanılıyordun. Bunlara sahte düşünceler adını verdin. Kaynağı, görülenden başka bir yerde olan düşünceler. Dikkat edilmesi gereken düşünceler. Tehlikeli düşünceler. Böyle bir ayrımın farkında olmayanlar, sahte düşünceler yüzünden acı verici kararlar alabilirlerdi. Korktun. Bir düşüncenin gerçek doğum yerini, öğrenmenin yollarını araştırdın. Ancak bulamadın. Alabileceğin tek önlem, duygu merkezlerini daraltmak, dolayısıyla çekim alanlarım küçültmek olabilirdi. Bu yolu seçtin. Olabildiğince az hissetmek. Duygularını olabildiğince önemsememek. Ne sevgiyi ne de nefreti ciddiye almak. Pürüzsüz bir düşünce ağı kurabilmek adına duygularının boğazını sıktın. Bazıları kangren olup öldü, bazıları cılız hayatlarını sürdürdü. Zihin sınırları içinde, düşüncenin duygudan başka, düşmanı yoktu ve sen bunun farkındaydın.
Sanki hiç varolmamış, yalnızca onları yok etmek ya da en azından unutturmak isteyen bir iktidarla girdikleri çatışmadan sağ kurtulmuş yaşamlar; bize yalnızca çok sayıda tesadüf sonucunda geri dönmüş olan yaşamlar: burada birkaç kalıntı halinde bir araya getirmek istediğim rezillikler işte bunlardır. Gilles de Rais, Guillery yahut Cartouche, Sade ve Lacenaire gibi dehşet uyandıran ve skarıdallara imza atmış kişilerin sahip olduğu türden, sahte bir rezillik vardır. Artlarında bıraktıkları kötü hatıralar, onlara atfedilen kötü davranışlar, uyandırdıkları hürmetli korku dolayısıyla görünürde rezil bu kişiler, aslında görkemli bir efsanenin karakterleridirler, her ne kadar bu şöhretin nedenleri, insanın büyüklüğünü tesis edecek ya da etmesi beklenen nedenlerin zıddı olsa bile.
Reklam
Gün ışığını ömründe hiç görmemiş ve duymamış olan sağıra, ruhunu asla dile getiremeyen dilsize acıyorsunuz da, sahte bir namus ve utanma bahanesiyle o gönül körlüğüne, o ruh sağırlarına ve o vicdan sessizliğine acımak istemiyorsunuz.
Royal Society girişinde harika bir yazı yazar. Araştırmaya değer...
❝ Hayatının daha sonraki bölümünde Newton bilim adamlarının üye bulundukları Royal Society (Kraliyet Derneği) başkanlığına getirildi. Darphane Müdürlüğü görevi de verilen Newton sahte para yapanlarla mücadele yollarını aradı. ❞
İnsan bazen gerçekten sevildiğine emin olamıyor. Sevilmeye mi layık görmüyor kendini, yoksa sevenler fazla mı sahte seviyor, bilmiyorum ama sevilmeyi gören hassemiz ne ola kii? Göz Güneşi, kulak şarkıyı seçer ama sevilmeyi hangi hasse seçer acep? Kalp mi? Yoksa tahta bacaklı olanlar sevildiğini anlamaz mı?
Gerçek her zaman iyi midir? Daha doğrusu gerçeği açığa çıkarmak her zaman iyi sonuç verir mi, yoksa yaşayabilmeleri için, insanların sahte dünyalarına göz yummak daha mı doğru?
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.