Atatürk, peygamberleri toplumları iyiye, güzele, ileriye, aydınlığa yöneltmeyi amaçlayan elçiler olarak görürken; Allah'ın, insanlık belirli bir gelişim düzeyine ulaştıktan sonra artık peygamber göndermeyeceğine inanmaktadır. Atatürk, Kur'an'da da belirtildiği gibi; Hz. Muhammed'in son peygamber olduğunu vurgulamaktadır. Atatürk'ün ısrarla, Hz. Muhammed'in son peygamber olduğunu vurgulaması, onun, artık insanlığın bilgi ve algılayış düzeyinin belirli bir olgunluk noktasına geldiğine inandığını göstermektedir. Atatürk'ün, Hz. Muhammed'in son peygamber olduğunu sıkça vurgulamasının başka bir nedeni de geçmişte olduğu gibi, gelecekte de ortaya çıkacak sahte peygamberlere karşı toplumu uyarma isteğidir
Sayfa 871
İman üzerine bir Farkındalık!
Ben hep söylerim; "Kitaplar insanların iki yüzlülügünü ortaya çıkarır diye!" Nasıl ki, Friedrich Nietzsche ikarcı ve sahte Müslümanlar onun kitaplarını seviyor. Yine aynı şekilde, Parfümün Dansı / Tom Robbins'in eserini de kendine güya müslüman diyenlerden seven çok vardır. Adam bu eserde İsa Alehisselem ile resmen dalga geçiyor! Bazı iman etmiş, kendine müslüman diyenler, öğrenememiş hala Muhammed Alehisselamdan hariç, diğer tüm gönderilen elçilerde bize ait. Ama bugün bakıyoruz, Müslümanım diyenlere Muhammed Aleyhisselamdan başkasına (Bizim) kelimesini kullanmıyor. Elçiler arasında ayrım yapıyor, elçileri birbirleri ile kıyaslıyor. Bunlar hep yanlış!.. Oysa Allah ayette size ne diyor; Resûl, Rabbinden kendisine indirilene îmân etti ve mü’minler de, hepsi Allah’a, O’nun meleklerine, kitaplarına ve resûllerine îmân etti. “Biz, O’nun resûlleri arasından birini, diğerinden ayırmayız.” Ve “ışittik ve itaat ettik! Ve Ey Rabbimiz, Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” dediler. BAKARA Suresi 285. ayet Size bu ayet gelmedi mi? Siz bu ayete iman etmediniz mi? Yoksa kitabın bir kısmına iman edip, bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Burada amacım kimseyi yargılamak değil, tam aksine bilinçlendirmek ve farkındalık kazandırmaktır. Sevgi ve saygılarımla...
Reklam
Hakikat Bilgisi🍂 Rabbimiz, kullarına ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Âdem (aleyhisselâm) vasıtasıyla dünyada ve ahirette huzur ve saadete kavuşmaları için emir ve yasaklarını bildirmiştir. Böylece insanlığın ilk insanla birlikte bir dini olmuştur. Bir başka deyişle en başından itibaren insanlık hakikatin bilgisinden haberdar edilmiş, mahrum bırakılmamıştır. Mevlâmız neyin gerçek ve hak olduğunu, neyin sahte ve bâtıl olduğunu söyleyen elçiler göndermiş, insanlık bu rehberlerin gösterdiği hakikat yolunu bıraktıklarında yanlış ve bâtıla, yani çirkin olana sapmışlardır. Âhir zaman nebîsi Peygamberimiz’e (sallallahu aleyhi vesellem) kadar bütün insanlık tarihi boyunca her devirde, her kavme gönderilen bu elçiler, insanlığın asıl geleneğinin “hak” olmasına, bâtılın ârızî/ikincil kalmasına vesile kılınmıştır. İnsanlığın asıl yolu hak üzere olmaktır. Bâtıl bu asıl yoldan bir sapmadır. İnsanlığın yaşadığı bütün krizlerin sebebi bu sapma olmuştur. Bu yolun asıl yol olmadığını anlamayanlara, hakkı terkedenlere dünyada huzur, ahirette saadet olmaz.
Evinize dönün!
IRMA: ...Amannn, şu kılıktan kılığa girmek yok mu hele! Kendi rolünü oynadığın yetmezmiş gibi, bir de yeni yeni roller yarat başkasına...(Sahnenin ortasında duraklar, yüzü seyircilere dönük.) sizlere yani... yargıçlar, generaller, piskoposlar, elçiler, devrimi yarı yolda bırakan devrimciler... her ne olmayı dilerseniz, yarından tezi yok, salonlarım ve kostümlerimle yeniden hizmetinizdeyim... Evinize dönün şimdi. Evinizdeki her şey, buradakilerden bile daha sahte de olsa... Hadi güle güle. Arka sokaktan sağa döndünüz mü... Sabah olacak neredeyse...
Sayfa 128 - ayrıntı
KALELERİ ANLAMA
Bu bölümü 2. Korintliler 10:1-6 ayetleriyle birlikte okumak yararlı olacaktır. "Sizinle birlikteyken ürkek, ama aranızda değilken yiğit kesilen ben Pavlus, Mesih'teki alçakgönüllülük ve yumuşaklıkla size rica ediyor, yalvarıyorum: Yanınıza geldiğim zaman, bizi olağan insanlar gibi yaşayanlardan sayan bazılarına karşı güvenle takınmak
56 syf.
·
Not rated
XV. Louis döneminin ihtişamlı Fransız sarayında sözü geçen ve ülke aristokrasisinin üst kademelerinde yer alan Madame de Prie adındaki bir kadının Paris'ten sürüldüğünde yaşamını,hislerini anlatıyor.En zirveden en dibe vuran bir insanın bir anda nasıl kendini kaybedip ne hallere düşebileceğinden bahsediyor.. İnsan ilişkileri, sınıf ayrımı,
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202176.9k okunma
Reklam
PARANIN KALESİ (MAMONUN KALESİ)
Kültürümüzde büyük boyutları olan diğer bir kale de paradır. Pek çok kişi maddi şeylere verilen değer ve önemi içeren materyalizm kavramını anlar ve bunun yanlış olduğuna inanır; buna karşın İsa materyalizmden bir kavram olarak değil, sahte bir tanrı olan paradan (mamondan) bahseder. “Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip
Sayfa 111Kitabı okudu
Ölüm cezası herhangi bir kimse suçüstü yakalandığında veya suçunu itiraf ettiğinde uygulanır. Birkaç şahit bulunduğunda, suçlu işkenceyle suçunu itiraf etmeye zorlanır. Katiller ve zina suçu işleyenler ölümle cezalandırılır. Köle cariyeleriyle herkes istediğini yapabilir. Büyük hırsızlıklar ölümle infaz edilir. Daha ufak hırsızlıklarda, mesela bir koyun hırsızlığında, bir daha tekerrür etmemek üzere değnek cezası verilir. Yüz darbe için yüz değnek gereklidir. Ben burada yerine getirilmesi gereken yargı kararlarından söz ediyorum. Kendilerini elçi olarak tanıtan ama aslında elçi olmayan sahte elçiler de öldürülmüşlerdir. Zehir üreten büyücü ve cadılara da aynı şekilde davranırlar..
Sayfa 56 - Kronik KitapKitabı okudu
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.