Günde beş vakit namaz, sahur vakti, iftar vakti... Muvakkithanelerimiz ve saatlerimiz Batıda olduğu gibi dünyaya yetişmenin değil, Allah'a koşmanın aracılarıdır.
Saat Allah'ı bulmanın en sağlam çaresi idi ve bu sıfatla eskilerin hayatını idare ederdi. Günde beş vakit namaz, ramazanlarda iftar, sahur, her türlü ibadet saatle idi.
Reklam
Günde beş vakit namaz, ramazanlarda iftar, sahur, her türlü ibadet saatle idi. Saat Allah'ı bulmanın en sağlam çaresi idi ve bu sıfatla eskilerin hayatını idare ederdi.
5.cilt
1235. Amr İbnu'l-Âs radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bizim orucumuz ile Ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir." Müslim, Sıyâm 46. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 15; Tirmizî, Savm 17; Nesâî, Sıyâm 27. ... Nitekim Hz. Peygamber bir başka hadiste (İbni Mâce, Sıyâm 23; Hâkim, Müstedrek, I, 425 ) "Gündüz orucu için sahur yemeğinden, gece namazı için de öğle uykusundan (kaylûle) yararlanın" buyurmuştur. 
Cennet kokulu evler, o evlerde her sahur yenen temcit pilavları, birden çocukluğumun düş denizine götürdü beni. Babam rahmetli de otuz Ramazan sahurunda pilav yerdi; ama bulgur pilavı. Tereyağı, kokusu evin her yanını bir ıtır gibi kuşatan tereyağı lengerin (ortaya konan pilav tabağı) dibine göllenirdi. Pilavın yanında da armut değil, üzüm hoşafı olurdu. Ben karaüzüm hoşafına bayılırdım, bir de erik hoşafına...
Sayfa 155
Günde beş vakit namaz, ramazanlarda iftar, sahur, her türlü ibadet saatle idi. Saat Allah'ı bulmanın en sağlam çaresi idi...
Sayfa 25
Reklam
Günde beş vakit namaz, ramazanlarda iftar, sahur, her türlü ibadet saatle idi. Saat Allah'ı bulmanın en sağlam çaresi idi ve bu sıfatla eskilerin hayatını idare ederdi
Sayfa 24 - DergahKitabı okudu
Sanatçılarla oturmuş siyaset makamı bir taksim’i konuşmuştuk! edip abi’nin kucağında mor bir kurbağa vardı bize devamlı Yakup’u soruyordu: O, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? hayır, Yakup Bazen karıştırıyorum.. Gelmedi mi? kurbağanın ağzına kaşıkla rakı, çatalla peynir veriyordu çişim geliyordu, kalkamıyordum, imsak sakallı bir derviş gibiydi ece abi. Devlet dersinde öldürülen oğlunun ardından içen bir baba gibi, şizofren arifelere sahur davuluyla kalkın diyordu. Teraviyi kaçıracağız! Hangi camii alır ki bizi abi? diyordum. Hangi duamız tutar ki? Gülümsüyordu. Dudaklarının kenarından salya gibi bir dağ geçidi akıyordu. Ahmet Süha başını öne eğmiş eğridir gölünde yüzen bir kuğunun sudaki kırık elyazısına bakıyordu. Anadolu’da eşkiya kurtlanır beyim Ahmet Beyim. Biliriz biz de “Özlemin eski tadı yok”.. Velakin sivas kongresi ve cumhuriyet vişnesi üzerine yeminler edildi. Bektaşi fıkralarının sözleriyle söylendi geceler uykusuz koymuşan beni’ler, haydar’lar, odam kireçtir benim’ler. Utanıldı hep beraber. Hep beraber küsüldü. Sonra hasret için bir dakika saygı duruşuna geçildi. Kafalar bulanınca Ahmet Erhan bir mit, biz birer rum tanrı Ara sıra vurulmayı, vuruşmayı seviyorum. Arızaları...
"Ramazan; tefekkür etmek, muhasebe yapmak, arınmak, daha az yiyerek beden temizliği yapmak, daha fazla yardımlaşmak, daha yoğun ibadet, zekât, sadaka, iyilik, yetimleri daha fazla hatırlamak, yoksulu daha fazla gözetmek, teravih, sahur, iftar, sohbet, muhabbet demektir. Bu sayede de ruhu ve bedeni dinlendirmektir."
Peygamberimizin sahura kalkmayı teşvik ve tavsiye eden birçok hadisi bulunmaktadır: "Oruç tutmak isteyen sahurda bir şeyler yesin." (Müsned, III, 367, 379), "Sahura kalkın, çünkü sahur yemeğinde bereket vardır." (Buhari, "Savm", 20; Müslim, "Sıyâm", 45), "Sahur yemeği ile gündüz tutacağınız oruca ve kaylûle (öğle üzeri uykusu) ile de teheccüd namazına kuvvet kazanın." (Ibn Mâce, "Sıyâm", 22).
979 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.