“
Burada, dalgaların çarptığı gün batımı kapılarında
Elinde meşalesiyle güçlü bir kadın duruyor,
Alevi yıldırım gibi ve adı Sürgündekilerin Anası.
Fener gibi elinden dünyanın her yerine kucak açılıyor, yumuşak gözleri hava köprüsüyle bağlanan ikiz şehrin limanının üzerinde.
“Eski topraklar, o haşmetli tarihiniz sizin olsun” diyor sessiz dudakları.
“Bana bezginleri gönderin ve yoksulları, özgür soluk almak isteyen üst üste binmiş kalabalıkları, kalabalık sahilinizdeki o sefil artıkları.
O evsizleri fırtınalardan geçirip bana gönderin.
Lambamı kaldırıyorum altın kapının yanında!”
“