ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT
Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
sizler;
“nerde beni korumaya çalıştıkları bu günahlar?” diye soruyorsanız bilin ki,
“korkulası kuşlardan çoğu bizi yemedi
biz çünkü hiç kirazın en irisi olmadık.”
-süleyman çobanoğlu
bizler;
haydarpaşa’da çay içerken
“her zaman seninle konuşur gibi konuştum, sana bakar gibi
varsayarak yaşadım sanki böyle konuşacağım bir günü
yazgım; beklemekle gelecek gibi değildi.”
diyecek kadar çocuk,
“vardığım devirde
yorgun bir adam oldum ben ibrahim!”
diyecek kadar da büyümüş olanlar...
günlük siyaset, çıkar kaygısı, zümre aidiyeti gibi şiirin müktesebatından uzak olan ayna üzerindeki lekenin ve çatlağın gökyüzünün maviliğine, berraklığına leke sürme ihtimali de yoktur.
"Bir ülkenin kötü durumu yüzünden politikacıları suçlayamayız. Suçlu olan şairlerdir. Çünkü politikacıların bir ülkenin durumu hakkında bilinç edilebilecek kapasiteleri yoktur. Ama şairlerin vardır."
*Allen Gingsberg