Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hâşim'in ölümü gerçekten büyük bir üzüntü yaratmış, gazete ve dergilerde çok sayıda yazı çıkmış, Mülkiye, Yeni Türk ve Yedigün gibi mecmualar özel sayılar yayımlamıştır. Ankara ve İstanbul'da ihtifal ve konferanslarda da büyük şairin yakın dostları duygu ve düşüncelerini anlatmışlardır. Bu büyük ilgi, hiç şüphesiz, onun renkli şahsiyeti, istihzalı nesri ve nefis şiiriyle hayatımıza getirdiği zenginliğin birden farkına varılmış olmasıyla ilgilidir. Hâşim, ilk şiirlerinden biri olan Şeb-i Nisan'da, Durgun suya baktım ve dedim: Âh ölebilsem Mâdem ki yok ağlayacak mevtime kimsem. demişse de, yanılmıştır.
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Reklam
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir. _Vücudun merkezi de başta
Üzeyir Hacıbeyli, bütün Türk dünyasının dahi müzisyenlerinden biri . Bizde, opera ve operet san'abnın bir numaralı yıldız ismi Üzeyir Hacıbeyli'dir. Üzeyir Hacıbeyli, 1885- 1948 yılları arasında yaşadı. 22 yaşında iken Leyli ve Mecnun operasını besteledi . Sonra birbiri arkasından "Şeyh Senan, Rüstem ve Söhrab, Şah Abbas ve
Yalnızca Çılgın! Şair, Yalnızca!
Yitip gittiğinde havadaki ışık, Daha şimdiden başladığında çiğ tanelerinin tesellisi pınarından sızmaya toprağa, görünmeksizin, duyulmadan hem de -çünkü yumuşacıktır tabanları, teselli yüklü çiğ damlalarının, tıpkı bütün tesellilerle yumuşayanlar gibi- anımsarsın işte o zaman, anımsarsın ey sıcacık yürek, nasıl susadığını bir zamanlar, kutsal
Bir devasız derde düştüm, ah ki Lokman bîhaber.
Sıkıntıdan gelen bir gafletle, Risale-i Nur'un teselli verici ve meded edici envârına bakmayarak, doğrudan doğruya kalbime baktım ve ruhumu aradım. Gördüm ki; gayet kuvvetli bir aşk-ı beka ve şedid bir muhabbet-i vücud ve büyük bir iştiyak-ı hayat ve hadsiz bir acz ve nihayetsiz bir fakr, bende hükmediyorlar. Halbuki müdhiş bir fena, o bekayı söndürüyor. O haletimde, yanık bir şâirin dediği gibi dedim: Dil bekası Hak fenası istedi mülk-ü tenim. Bir devasız derde düştüm, ah ki Lokman bîhaber.
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.