Hâşim'in ölümü gerçekten büyük bir üzüntü yaratmış, gazete ve dergilerde çok sayıda yazı çıkmış, Mülkiye, Yeni Türk ve Yedigün gibi mecmualar özel sayılar yayımlamıştır. Ankara ve İstanbul'da ihtifal ve konferanslarda da büyük şairin yakın dostları duygu ve düşüncelerini anlatmışlardır. Bu büyük ilgi, hiç şüphesiz, onun renkli şahsiyeti, istihzalı nesri ve nefis şiiriyle hayatımıza getirdiği zenginliğin birden farkına varılmış olmasıyla ilgilidir. Hâşim, ilk şiirlerinden biri olan Şeb-i Nisan'da,
Durgun suya baktım ve dedim: Âh ölebilsem
Mâdem ki yok ağlayacak mevtime kimsem.
demişse de, yanılmıştır.