Uçamıyorum. Bir sakatlık var içimde,
Bir kitap, içinde suç var mı diye okunur mu? Sakatlık burada başlıyor...
Reklam
“Yol Arkadaşları” Olarak Terapist ve Hasta
“Gençliğimizin baharında, gelecekteki hayatımızı düşünmeye dalmışken, perde açılmadan önce neşeyle oturup sabırsızlıkla oyunun başlamasını bekleyen çocuklar gibi izdir. Gerçekten neler olacağını bilmemek bizim için bir lütüftur. Eğer önceden görebilsek çocuklar bize, ölüme değil hayata mahkum olan, ama cezalarının ne anlama geldiğinden habersiz olan tutuklular gibi görünebilirler. Ya da Biz kurban olarak önce birincisini, sonra diğerlerini seçen kasabın gözü önünde tarlalarda gülüp oynayan kuzular gibiyizdir. Bu nedenle iyi günlerimizde kaderin bizim için ne kötülükler -hastalık, sefalet, sakatlık, görme yeteneğini ya da aklını kaybetme- getirebileceğinden habersizizdir.” Arthur Schopenhauer
Sayfa 28
472 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Sevgi, yeryüzündeki tüm canlılara bahşedilmiş en güzel duygudur. Yaratıcıya, aileye, sevgiliye, bebeğe, doğaya, canlıya, kuşa, kediye, köpeğe... İçinde sevgi kırıntısı olan herkesin 14 Şubat Sevgililer Günü Kutlu Olsun ️ Yaşadığı sakatlık sonrası futbolu bırakmak zorunda kalan Barış Dağlı kariyerine antrenör olarak devam etmektedir. Hayatında
Aşkın Kokusunu Aldım
Aşkın Kokusunu AldımMeral Kır · Aspendos Yayınları · 2016266 okunma
Eğleniyorlardı. Yaşıyorlardı. Ve ben, kafamın içine ve yalnız kendi ruhuma kapanmakla onların üstünde değil, altında olduğumu anlıyordum. Şimdiye kadar zannettiğim gibi, kitleden ayrılmanın bir hususiyet, bir fazlalık değil, bir sakatlık demek olduğunu hissediyordum. Bu insanlar dünyada nasıl yaşamak lazımda öyle yaşıyorlar, vazifelerini yapıyorlar, hayata bir şey ilave ediyorlardı. Ben neydim? Ruhum, bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekte başka ne yapıyordu? Şu ağaçlar, onlarlaın dallarını ve eteklerini örten karlar, şu ahşap bina, şu gramofon, şu göl ve üzerindeki buz tabakası ve nihayet bu çeşit çeşit insanlar hayatın kendilerine verdiği bir işi yapmakla meşguldüler. Her hareketlerinin bir manası vardı, ilk bakışta göze görünmeyen bir manası. Ben ise, dingilden fırlayarak, boşta yuvarlanan bir araba tekerleği gibi sallanıyor ve bu halimden kendime imtiyazlar çıkarmaya çalışıyordum. Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti. Hiç kimsenin benden bir şey beklediği ve benim hiç kimseden bir şey beklediğim yoktu
Sayfa 120Kitabı okudu
"Mutlular bazı şeylere nasıl katlanacağını bilemezken sayısız insanın doğuştan sakatlık, sefalet, düşük sosyal statü, çirkinlik, elverişsiz mesken gibi sayısız kalıcı kötü duruma hiç aldırış etmeksizin katlanması ve kapanan eski bir yara misali hiç hissetmemesi bundandır; zira onlar iç ve dış zorunluluğun durumu değiştirecek bir şeye yer bırakmadığını bilirler. Hiçbir şey dış zorunlulukla açık seçik bilgi kadar sıkı sıkıya uzlaşmaz."
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.