İnsanların tedirgin olmasının, üzüntülere, kederlere gark olup, kendi kendilerini helak etmelerinin en önde gelen sebebi, geçmişe üzülmek, teessüfler etmek, yanıp yıkılmak, ağlamak, boşuna nefes ve ömür tüketmektir. Sen de bilirsin ki, Efendimiz (sav) bir hadis-i şerifinde: Sakın lev kapısını açmayın buyurmuştur. Yani geçmişi anarak keşke demeyin. Keşke şöyle olsaydı, eğer böyle olmasaydı demeyin. Öyle demeniz şeytana kapı açar, vesveseler, şüpheler, inkarlar, o kapıdan kalbinize girer. Fitne ve fesada sebep olur.
"Mahremim, canım, cananım, efendim!.. Seni ben nimete erişmeden, daha Allah'ın elçisi olmadığın zaman sevdim. Gözümde nurum, gönlümde sürurum idin. Bilesin ki dünya mı nurunla aydınlattığın her bir saniyeden bir asır kadar huzur duydum. Seninle geçen çeyrek yüzyıla şükürler olsun...Acını acım bildiğime, emeğini emeğime, terimi terine kattığına şükürler olsun. Benden sonra sakin üzülme. Ben Kâsım'ımıza, Abdullah'ımıza, Tahir'imize gidiyorum. Onlara seni anlatacağım. Işte şu kızların Rukayye, Zeyneb,Ümmügülsüm ve Fâtıma!... Sonra oğullarımız Zeyd ile Ali... Sana beni hatırlatacaklar."
Sayfa 254 - kapı yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tasalanma dostum sen sakın üzülme.. Gecede ve Gündüzde Allah bizimle
Ben üzüldüm diye üzülme sakın, bu kalp ikimize de yeter.
Yorgunum..
Yoruldum hafız , gelemiyorum kendime, merhaba diyor gibiyim ecelime, yarım bırakılmış şiir gibi yaralı yüreğimde camdan dışarıyı seyrediyorum iki damla gözyaşı ile. Cam kırığı gibi batıyor hüzün yüreğimin taa derinine.. Nefesim kesiliyor maziyi düşündükçe.. Sabahladım bazen bir bankın üzerinde , Anlatmak istedim kalemime.. Yazdı yazdı kimse duymadı be hafız.. İyi değilim yalan söyledim hafız Dayanamadım işte insanın kalp kırmalarına, Menfaatleri bitince uğurlamalarına.. Ama sakın sen üzülme Ben susarım yine SONRA DA ÇEKER GİDERİM SELA SESİYLE... 🌹Zehra Karadaş... { 20.04.2022 }
''Nakaratları bizi ait olmayan birlik şarkıları söylemenizden yıldım, tiksindirici oluyorsunuz; birlikte durduğunuz adamları katlettiğiniz zaman... ah, bir bakın şu işe, nasıl da beraber olmuş düşmanlarla dost bildiklerimiz; yoksa bizler daima kendimizi mi kandırmıştık... hiçbirinin önemi kalmadı, ‘sanki önemi var mıydı bu hayatta’, böylesine bir ahmaklığın zihinlerimizde... medet ummakla geçti hayatımız, kendini bilmez domuzlara ağız açarak; kendimizi kaybettik, zayıflık hattında. Ve sonra hayıflanıyoruz; kırılırken kanadımız ve sonra hayıflanıyoruz, düşerken kanımız yere... sokuluyor kanımıza şarkılar; naralar, seni beni yadırgayan; üzerimize çullanılan ve iftiralarıyla coşan... o utanmaz, o karaktersiz, o hain bakışlarıyla, leş akbabaları üşüşüyorlar etimize, kurşunlarla parçalanan yapayalnız bedenlerimize... Sen yine dik dur, üzülme akıncı, halime üzülme ki zannetmesinler kazandık!'' M.A
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.