bu kadar kalabalıkta
yine yalnızsın
tek kaldığında
üzerine geliyor duvarlar
daralıyor yüreğin
nefes alamıyorsun
sırayla ya da sırasız
geziyorsun sahte arkadaşlarla
onlara hele istediklerini bir ver
daha da yapayalnız kalacaksın
(...)
“Bir şey mi oldu yine?” diye sordu.
“Yine derken? Yok bir şey.” Sesimde gizleyemediğim bir aksilik vardı ve Selim de bunu gark ederek benimkini bastıran bir aksilikle konuştu.
“Sen bu ses tonuyla bu şekilde cevap veriyorsan kesin var bir şey. Ne bozuldun, hadi söyle. Atma içine ki zaten seni biliyorum. Şişersin, sessiz kalamayıp söyletsin eninde sonunda.”
“Doğru, ben sessiz kalamıyorum. İçim dışım bir benim. Öyle gizlim saklım yok. Yalan da söylemeyi beceremiyorum sana. Böyle düşününce de aslında ne kadar farklı yönümüz varmış diyorum istemsizce.”