Düşünüyorum da, ömrümüz hasretlerden meydana gelmiş bir zincir. Kimi ekmeğe, kimi çocukluğuna, kimi gençliğine, kimi sevgilisine, kimi sevmeye, kimi sevilmeye, kimi arkadaşa, kimi şuna, kimi buna...
O bunu bekler, bu şunu bekler, öbürü bekleyişi bekler. Her kavuşma başka bir hasrete yol...
Yaşarken yaşamaya hasretiz!..
Sayfa 168Kitabı okudu
Nefes alamıyorum, hiçbir şeyi hiç kimseyle paylaşamıyorum, anlatamıyorum, anlamıyorlar hâlimi.
Sayfa 246Kitabı okudu
Başkasının yaptıklarından da utanabilenler insandır ancak.
Sayfa 179Kitabı okudu
Kelimeye gelmez şiddetinden susulan son kahır.
Sayfa 296Kitabı okudu
'mademki ben varım, bu dava var!'
Sayfa 53 - Salih Mirzabeyoğlu, Ölüm Odası B-Yedi: Giriş (Istanbul: İbda Yayınları, 2012), 49.Kitabı okudu
Beyin cimnastiği niyetine, beyninin büsbütün kel oluşuna bakmadan cinlik yapmaya kalkanların, ne derken nereye vardıklarına ve ne derken nereye varacaklarına bakalım... "Kur'an'da kadere iman diye bir şey yoktur!" Onları kendi kıytırık mantıkları içinde boğmak pek kolay: "Kur'an'da kadere iman yoktur lafı da yoktur!"... Sonra: Kur'an Allah'ın Resulüne itaat edilmesi ve kendi vahdettini bildirdiği bir beyandır ki, bu mânâda kader bahsi bizzat kendi kaderi hâlinde ondan mukadderdir, onun hasrı içindedir...
Sayfa 31Kitabı okudu
