328 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Şalterler aşağı!
Kitap, Antep-Ünaldı dokuma işçilerinin; sigorta, yıllık izin, 8 saatlik vardiya, iş kıyafeti, çalışma koşullarının iyileştirilmesi gibi nedenlerden dolayı 96'da yaptıkları grevi anlatıyor. Tabii 96'dan önce de ufak çaplı direnişleri olmuş işçilerin, biraz zam alabilmişlerse de söz verilen sigorta asla yapılmamış. En sonunda, birkaç partili işçi diğer işçileri de örgütlüyor, hatta sendika gibi işleyen bir dernek bile kuruyorlar. Bu dernekte diğer işçilere de aslında sahip oldukları haklardan bahsediliyor. Greve katılan işçilerin ağzından dinlediğimiz bu direnişin perde arkası, Türkiye işçi sınıfının birleştiğinde neler başarabildiklerini bize anlatıyor. Oldukça güzel de bir anlatımı vardı, su gibi gidiyor. Muhakkak okunmalı. Kitabı bana veren erkek arkadaşıma da teşekkürlerimi sunuyorum :)
Direnişi Nasıl Dokuduk
Direnişi Nasıl DokudukAli Karataş · Evrensel Basım Yayın · 20128 okunma
Kimdir? Nedir? Nerelidir? Nasıl biri? Neyi sever neyi sevmez? Herşyini herkesin a dan z 'ye her bilgiyi biliyordu. O derece takıntılı birisi idi. İnsanın yürüyüşünden bile aşağı yukarı kişiliğini çözümlüyordu. İnsanların bilinmesini istemediklerini o gözlerinden görüyordu. İyilik yapmaya çalışırken sayıf yönlerini güçlendirmek amacı ile yaptığı birçek kişinin gizli benliklerini onlara söyleyince de herkes kaçıyor vede onunla bir daha görüşmek istemiyordu. Kadınlar onları anlayan erkekler istiyordu. Oysa daha fazlasını yapıyordu. Bir bakışı ile kendini tanımasından daha fazla tanıyordu. Yalnızlık onun bir laneti olmuştu. O da bu özeliğini kulanmamaya başladı. Kimsenin gözlerine bakmadı. Baksa bile görmez oldu. Konuşurken yada dinlerken, göz teması kurduğu vakit. Kulağı orda zihnin vir parçasını ise, insanın ruhuna bakmak yerine başka bir yere odaklanmayı öğrenmişti. Kimsenin ruhunu okumuyordu. Katilleri, hırsızları, üçkağıtçı, pezevenkleri... görmüyordu. Var oluşunu sürdürmek için basit insansal özeliklerini kulanıyordu. Yemek, içmek, çalışmak gibi. Basit sıradan biri gibi. Buduruma gelmesinin en büyük etkeni; kadınlar ile olan belki de ilişkilerindendi. Ama bunu bir tek buna indirgemek ise, ahmaklık olurdu. Malum dünya boktan bir yer!. O kafasında dünyayı beş saniye içinde çözümlüyor. Lakin o boktanlığı anlatmak için ömür bile yetmiyeceğini biliyordu. Kafa dakiyi şalteri kapattı. Bir idiyot gibi yaşıyordu. Ana şalter kapanınca da, yardımcı şalterler aktifleşti. Kontol artık en çok gelişendeydi. Yıllar yılı, artmış olan üzüntü, nefret gibi duygular. Beraberin de, büyük bir öfke ve intikamı peşinden getirmişti...