Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
~ Herkese Huzurlu Mutlu Hayırlı Akşamlar ~ SELAMÜNALEYKÛM
Behlül-i Dânâ tenha yerlerde Allah’a ibadet eder, mezarlıklarda uzun uzun ölümü tefekkür eder, insanların arasına karışmazdı. Abbasi halifesi Harun Reşid bir gün ona haber gönderip yanına çağırttı. Sonra; -Ey Behlül! Neden böyle insanlardan uzak durup ıssız yerlerde yaşıyorsun. Sana kıyafetler alayım, sarayımda bir oda ve hizmetçiler vereyim. Sen
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
YAZDIĞIM İKİNCİ EN ÖNEMLİ İNCELEME
İNCELEMEM SPOILER İÇERİR! Bir konunun makalesi nasıl ki giriş gelişme sonuç olarak yazılıyorsa bu incelememde de duygularımı giriş gelişme sonuç olarak yazdım.. Bu nedenle sadece girişi okuyup gerisini es geçmemenizi rica ederim.. Kitabı geçen yıl bu zamanlarda A101'den almıştım.. Gerçi Operadaki Hayalet'i bulmak biraz lüks oldu çünkü birkaç
Operadaki Hayalet
Operadaki HayaletGaston Leroux · Martı Yayınları · 20142,880 okunma
Reklam
Sana gelince, ah sen yok musun sen Bir daha rastlar mıyım sana Günlerin ne getireceği bilinmez ki…
incitme
Gölgesinde otur amma Yaprak senden incinmesin. Temizlen de gir mezara Toprak senden incinmesin. Yollar uzun, yollar ince Yol kısalır aşk gelince Yat kurban ol İsmail’ce Bıçak senden incinmesin. Burdayım de ararlarsa Doğru söyle sorarlarsa Tabutuna sararlarsa Bayrak senden incinmesin. İl göçsün göçtüğün vakit Yol yansın geçtiğin vakit Suyundan içtiğin vakit Kaynak senden incinmesin. Toz konmasın sakın sana Hakkı geçer halkın sana Gücenmesin yakın sana Uzak senden incinmesin.
Abdurrahim Karakoç
Abdurrahim Karakoç
Sana gelince, ah sen yok musun sen! Bir daha rastlar mıyım sana? Günlerin ne getireceği bilinmez ki.
İyi ki doğmuşsun Nazım
… En güzel günlerimin üç mel'un adamı var: Biri sensin, Biri o, biri ötekisi... Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi... Sana gelince... Ne ben Sezarım, Ne de sen Brütüssün... Ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün.. Artık seninle biz, düşman bile değiliz… - 1933
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Reklam
Benden de entelektüel dantelektüel olmaz.
''üniversitede, en çok sevdiğim hocanın odasındaydım. bana, 'ne olmak istiyorsun?' dedi. 'entelektüel olmak istiyorum.' dedim. 'senden entelektüel olmaz.' dedi. şaşırmıştım, sonra kırılgan bir ses tonuyla; 'dersinizi geçmeme rağmen sürekli dersinizdeyim. okulda en çok okuyan, araştıran ve tartışmalara giren, hep benim?' dedim. 'senden entelektüel olmaz.' dedi. çok kızmıştım! 'doç. tezlerin konularını bile ben öneriyorum.' dedim. prof. gülümseyerek geriye yaslandı. 'senden çok iyi bir araştırmacı olur. ama entelektüel olmaz. nedenine gelince, sana entelektüel olamazsın dediğimde, bana bir entelektüel gibi 'niçin olmaz?' diye sormadın, aksine alındın ve hiddetlendin. yazarlık bilgi işidir. entelektüellik bilgi değil, davranış biçimidir. bir insanın entelektüel olması için en az 3 kuşak ailesinin okuması gerekir. okulun önüne bak. hepsi son model araç dolu ve hocalara ait. her sene model yenilerler. gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı? niçin bu şekilde yaşıyorlar. çünkü o unvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun, ruhları feodal bir köylü. güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar. gerçek bir entelektüel asla bu güdüyle hareket etmez. entel feodal köylülere artık diploma ve unvan da yetmez. tıpkı paranın yetmediği gibi.''
Diploma sadece bir kağıt parçasıdır..
.... " Şimdi benim intikamıma hizmet elinden gelir mi ? Onu soruyorum." " Kadın ! Bur delikanlıdan intikam almanın lafı mı olur?bir bahane bulayım da hapis mi ettireyim ? Dövdüreyim mi ? Hangisiyle gönlün neyle doyacaksa onu emret . " " Hic birini istemem .Bir care bulacaksın Bey i evleneceği o kadından ayıracaksın " Söz buralara gelince Abdullah Efendi nazlı nazlı zafer kazanmış bir edayla sandalyeye yaslandı . Bıyık altından sırıtarak :"Ne kadar da güç bir is teklif ettiniz .o kadar telaş bunun için miydi ? O kadar kıskanç ,o kadar gururlu bir beyefendiyi kadının dan ayırmak da insan güçlük çekerse dünya da kolay sözünün bir manası kalmaz . Sen bana kadının ya şüpheye sebep olacak bir hareketini öğren , ya da vücudunun belli bir yerinde bir iz , bir işaret var ise onu öğren gel . Sana, rakibini alçak bir fahişe durumuna sokmak boynumun borcu olsun. Çıkacak laflar Bey in kulağına geç kalsa bir hafta da gider . Bu durumda ayrilacaklarına aklında şüphe kalmasın .
Çocukluğumda hemen her dükkânın duvarında yazardı "Bugün Allah için ne yaptın?" diye. Şimdi kaç iş yerinde vardır acaba? Gece yatağa yattığımda hep bu cümle gelirdi gözümün önüne. Sıralardım yaptığım iyilikleri. Komşu teyzenin alışveriş torbalarını taşıdım, beslenmesini unutan arkadaşımla beslenmemi paylaştım, silgisini unutana silgi, kalemini unutana kalem verdim, okuldaki hademeye kovasını taşımaya yardım ettim, anneannemin ıspanaklarını ayıkladım, mahallemizdeki cenaze evine yemek götürüp, Kelime-i Tevhid bağışladım teyzelerle... gibi şimdi yüzümü gülümseten küçük iyilikler... "Ağaç yaşken eğilir" sözü ne kadar doğru... Aslında belki sadece iş yerlerinde değil, yatak odamızın girişinde de olmalı bu yazı ki, yatmadan muhasebesini yapalım geçen günün ve ertesi gün yapacaklarımızı planlayalım Allah'ın izniyle. Akşam eve gelince huzurla yenen bir yemeğin sonunda ev halkı paylaşsın iyilik yaptıktan sonraki duygularını. "Hayırlarda yarışın" Hadis-i Şerifine uyup yarışmalar yapmalı çocuklarla.
Ya sana gelince ey cahil!
Halktaki iman zayıflığının dördüncü sebebine yani âlimlerin kötü yaşantılarının halkta iman zayıflığına sebep olması konusuna gelince; bu hastalık da üç şekilde tedavi edilir: 1) Şöyle dersin: "Haram yediğini iddia ettiğin âlimin, yaptığının haram olduğunu bilmesi tıpkı senin, içkinin, domuz etinin, faizin hatta gıybetin, yalanın ve
Sayfa 225Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.