Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazmak sana dair,
koyu bir karanlık ...
hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek :
filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya ...
Ey sevgili yalnızlık,
Senin günübirlik sokaklarında
Dopdolu bir öğle
Bir kuş serpintisini, ölümün
Canevine sürgün götürüyor.
Sana;
Mektup yazmak gerekliydi. Yazdım.
open.spotify.com/episode/1SpaSCh...
Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım.
Nerdesin?Meğer ne doldurulmaz bir derinlikmiş yokluğun.Kaderde bu sensizlik de varmış.Her insanın yüzünde sana benzeyen bir şey aramak da varmış.Sesini duymak varmış şarkılarda,bütün kitaplarda seni okumak varmış.Meğer ne dayanılmaz bir şeymiş yokluğun.Kâğıtlara seni yazmak varmış,renk renk düşünmek varmış seni,çiçek çiçek koklamak varmış.Artık hiç yazmasan da olur hiç gelmesen de...Meğer ne türlü bir ölümmüş yokluğu.
Bir daha nerdesin demeyeceğim.Bendesin artık.Dudaklarımın değdiği kadehlerdesin.Serin yağmurlar getiren bulutlardasın.Kâh denizlerdesin kâh rüzgârlardasın.Uzaktasın ama yine bu şehirdesin.
Gittiğine inanmıyorum.Gel demeyeceğim.
Yaşıyoruz Sessizce, Şükrü Erbaş’ın 2.5 yıl boyunca kanserle mücadele etmiş ve sonrasında da hayatını kaybetmiş olan eşi Hatice Erbaş’a; hastalık öncesinde, hastalık sürecinde ve öldükten sonra da yazmış olduğu şiirlerden oluşuyor.
**Tek bir kadına sadık kalarak da şiir yazılabildiğini, şiirlerinin başrolündeki kişiyi hiçbir zaman değiştirmeden-
Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de
sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son
buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş
olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda
kalmasaydım.
Bütün bu yazdıklarımı okursan geri dönmek isteyeceksindir. Sanırım sana hiç bu kadar güzel şeyi bir arada söylemedim. Kuşkusuz aptalca utangaçlığımdan. Sevimsiz şeyleri ne kadar rahat söyleyebiliyorsam, güzel şeyler de o kadar boğazımda kalıyor. Şimdi sen burada olmadığın için artık daha az utanıyorum. Ayrıca yazmak söylemekten daha kolay geliyor.
Sevgili Bilge,
Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Sana şiir yazmaya korkuyorum
Çünkü en güzel şiiri senin için yazmak istiyorum
En güzel cümleleri kullanmak
En manalı sözleri kullanmak
En inandırıcı tavrı sergilemek istiyorum
İkna etmeliyim seni
Korkularından emin olmalısın benle
Beraber başaracağımıza inanmalısın
Bunca örneğin içinde bizim güzel örneklerden biri olacağımızı bilmelisin
Bilmelisin