Sanatın özellikle de Hikayenin önemi
Biz kelimeci bir türüz. Kelimeler hem zekanın hem de hayal gücünün uçmasını sağlayan kanatlardır. Müzik, dans, görsel sanatlar, her türlü zanaat, bunlıinn hepsi insanın gelişimi ve refahı için merkezi önemdedir ve herhangi bir sanat veya beceriyi öğrenmek hiçbir zaman faydasız olmamıştır: Ama zihne dolaysız gerçeklikten kopma ve sonra ona yeni bir kavrayış ve yeni bir güçle geri dönme eğitimi vermekte şiirle hikayenin üstüne yoktur.
Sayfa 191 - Metis Yayınları, ilk basım 2017Kitabı okuyor
"Şimdiye kadar insanlar sonuçları ele aldılar nedenleri sorgulamak yerine! Eğer sebepleri sorgulasaydılar, bugün müzik bütün sanatlar içerisinde en büyüğü olurdu. Ruhumuza ilk işleyen sanat, müzik değil midir? İnsanlar sadece ressamın gösterdiğini görürler veya şairin söylediklerini duyarlar, oysa müzik bunların ötesine geçer. Müzik, düşüncelerimizi şekillendirir ve içimizde bir köşeye çökmüş hatıraları canlandırır.
Sayfa 34Kitabı okudu
Tarihi anlamak, sanat ve edebiyat eserlerini incelemek, soyunuzun köklerine inmek için Doğu’ ya yöneliriz. Batı’ya ise geleceğe gider gibi, serüven ve atılım ruhuyla yöneliriz.
"Ben sanat istemiyorum. Bana yabancı gelen ıstıraplar çektiren sanatı anlamak istemiyorum. Burada kalmanı sağlayacak bir sanat yok mu?"
Hiçbir sanat pisliği yok duvarlarda. Saf bir düşle, çözümlenmemiş bir izlenimle karşılaştırıldığında, tanımlanmış sanat, olumlu sanat bir küfürdür. Burada her şey, uyumun yeterli aydınlığı ve enfes karanlığı içinde...
Sayfa 19Kitabı okuyor
Modernizm, evrenselliği amaçlayan estetiğine rağmen, şeyleri birbirinden ayırarak -disiplinler, seçim bölgeleri, sanat formları- her birini tanımlanabilir, ölçülebilir ve bilimsel olarak araştırılabilir kıldı. Genişlik yerine derinliğe, bulanıklık yerine açık seçikliğe değer vererek, etik ile estetik arasındaki bağı kopardı ve güzelliği yeniden iyilikle ilişkilendiren her türlü girişimi gülünç ve kaba olarak niteledi. Böylelikle, Victoria döneminde ahlakın başlıca taşıyıcısı olan edebiyat, bir sonraki yüzyılda basit bir eğlence aracına dönüştü. Oscar Wilde'ın dediği gibi, "Ahlaklı ya da ahlaksız kitap diye bir şey yoktur. Kitaplar ya iyi yazılmıştır ya da kötü. Hepsi bu."
Sayfa 45
