Büyük sanatçı nasıl olmalı? İşte böyle alçakgönüllü.
Yaşar Kemal'e çok güçlük çekerek yazdığımdan yakındım. "Yazarken alçakgönüllü ol," dedi. Çok sevdim bu sözünü.
Sayfa 317 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yaşar Kemal ve Mehmet Uzun arasında geçen bir sohbet.
“ Oturduğumuzda neredeyse bir tek konu konuşurduk: Edebiyat. Hatırlıyorum bir tek sefer başka bir konuyu açtı: Para biriktirmiş, bir aylık paralı askerlik yapacak. Ama yurtdışındaki birtakım adamlar “Bir Kürt, Türk ordusunda askerlik yapar mı?” demişler. Onu danışmaya gelmişti. “Bak Mehmed, askerliği yapmadan Türkiyeye bir daha gelemezsin” dedim. Çünkü bir romancının evvela bir memleketi olur. Senin bir memleketin var ki, işte böyle romanlar yazabiliyorsun.” O zaman ikinci romanını da yazmıştı. Memleketi olmayan adamın romanı edebiyatı zorlamaz. Özellikle romancının mutlaka bir toprağı olmalı. Sadece romanda değil her sanat dalında çalışan her sanatçı için bir memleket lazım. Çünkü o toprağın kültürüyle büyüyor insan, o toprağın kültürüyle yoğruluyor sanatçı. Toprağından kopuk olursa romancı, yazamaz.”
Sayfa 243 - YkyKitabı okudu
Reklam
Sanatçı bağımsız olmalı; dolayısıyla da tüm çabalarıni sanatın kutsal ruhuna adamalı, böyle bir çaba kutsaldır, temizdir ve temiz kalplilik gerektirir. Örneğin benim kalbim şimdilerde ruhumda yaşam bulan tüm yeni fikirlerle hiç olmadığı kadar titremekte. Kardeşim, ben sadece ahlakî değil aynı zamanda fiziksel bir dönüşüm de geçirmekteyim. Bende bundan önce böyle bir berraklik ve böyle içsel bir huzur hiç olmamıştı, benim tabiatım hiç bu kadar dingin olmadıği gibi sağlığım da hiç bu kadar iyi olmamışti. Bunu büyük oranda iyi arkadaşlarıma borçluyum: Beketov, Saliubezki ve birlikte yaşadığım diğerleri. Bunlar onurlu, duyarlı arkadaşlar, iyi içgüdü ve sadakat sahibiler, asil ve sebatkâr karaktere sahipler. Onlarla ilişki beni iyileştirdi. Son olarak birlikte yaşamayı önerdim onlara. Kendimize büyük bir ev tuttuk ve paylaştık: Tabi ev masraflarını da paylaşıyoruz ki bu, en fazla, kişi başı yıllık 1.200 ruble tutmakta. Komünal sistemin nimetleri harika! Kendime ait bir odam var ve bütün gün çalışıyorum.
ROMANDA KEYFİYET...
- "Roman nasıl bir keyfiyet yüklüyorsun? - "Bizim malik olduğumuz ölçü içinde söylersem, büyük fikir adamı ve sanatçı, mensup olduğu keyfiyet göğünde kanat açarak, yavruları besleyen bir anadır; eser bunun için, haysiyeti böyle olmalı!.."
Sayfa 149 - 150 9.Levha, (Yeni Dünyanın Eşiğinde) -Roman- İBDA YayınlarıKitabı okudu
... sanatçı bağımsız olmalı; dolasıyla tüm bu çabalarını sanatın kutsal ruhuna adamalı, böyle bir çaba kutsaldır, temizdir ve temizlik kalplilik gerektirir.
Aşk egoyu Yener adlı 1 bölümde insanla bireysellikle hayatın anlamı ile ilgili yazılar yer alıyor . Memleketimizdeki günlük Hayatlar önceki kuşaklardan kalan değerlerin etkisi ve yozlaşma gibi konulardaki yazılardan ise Derya'dan habersiz mahirler bölümü ortaya çıktı . Barış çığlığı adlı bölüm evrensel kültür ve insanlığın ortak değerleri ile
Reklam
Siyaset dünyası temelde içgüdüsel seviyededir. Orman yasalarına aittir: Güçlü olan haklıdır. Politikaya ilgi duyan insanlar da en vasat olanlardır. Siyasetin sadece tek bir özelliğe ihtiyacı vardır. Bu da çok derin bir aşağılık duygusu. Politika neredeyse tek bir matematiksel formüle indirgenebilir: Politika güç arzusudur. Friedrich Nietzsche,
_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
En iyi monolog.
SIMON! - "Evet." — Simon! — "Evet, kim sesleniyor?" — Neredesin Simon? — "Buradayım. Sen kiminle konuşuyorsun?" — Kendi kendimle. — "Kendi kendinle mi? Bozulmuş bedeninle ne de tiksindiricisin, yaşayan her canlı için vebasın, benden uzak dur, seni iğrenç şey, mezarların yolunu tut!" Neden böyle konuşamayan ve buna göre davranamayan tek insan benim? Bende başka herkes eğer onlardan kaçmazsam, benden kaçıyor ve beni yalnız bırakıyor. Bir sanatçı eserine nasıl hayran olunduğunun gizli tanığı olmak için kendisini gizlemez mi? Ben neden tiksinç figürü kendimden ayıramıyorum ve insanların nefretinin gizlice tanığı olamıyorum? Neden ben bunu üzerimde taşımaya ve bunun cakasını satmaya yazgılıyım, sanki umutsuz bir sanatçıyım da övgüyü duymaya çalışıyorum? Çölü dolduran çığlık neden benimki olmalı, yabani hayvanların yoldaşı neden ben olmalıyım ve neden uluyuşumla zamanı kısaltmalıyım? Bu bir haykırış değil, bir soru; toplum dışı olmanın bir insan için iyi olmadığını söyleyen Ona soruyorum bu soruyu. Bu benim toplumum mu? Bu mu aradığım arkadaş – aç canavarlar ve bulaşıcı hastalık korkusu olmayan ölüler mi?
_Bazı insanlar kendi güneş sistemlerinde yaşarlar. Onları orada ziyaret etmek gerekir. _En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. _Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar
59 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.