SOSYOLOJİ’YE GİRİŞ
Bu Ülke- Cemil Meriç
Devlet - Platon
Eric Voegelin İnsanlık draması - Bengül Güngörmez
Siyaset Bilimi- Atilla Yayla
Gorgias- Platon
Sosyoloji- Anthony Giddens
Öküzün A'sı-Barry Sanders
Sosyolojik Düşünmek-Zygmunt Baumann
Yasakoyucular ve Yorumcular-Zygmunt Baumann
Akışkan Aşk- Zygmunt Bauman
Minervanın
Şimdi nereden başlasam bilemiyorum, bir yerden başlasam nerede bitireceğimi ise hiç bilmiyorum. Ama sizlerden ricam, bu kitabı okumadıysanız bu cümleden sonrasını okumaya devam etmeyin. Hem daha az şey anlarsınız hem de ipucu olayına girmesin.
‘’Bu kitap, Cefakeş Boşnak kadınlarına ithaf edilmiştir.’’ Kitabın en başındaki cümle bu. Kitabın
'En politik romanım' diyor Livaneli 2008 yılında çıkardığı kitabi Son Ada için. 70'li yıllarda fikirleri yüzünden hapse girmiş, uzun yıllar sürgün olarak yaşamış daha sonra ülke içinde ve uluslararası bir çok alanda barış ödülleri almış bir yazar, sanatçı ve düşünür olarak o dönem hakkında farkındalık oluşturacak, günümüzde ve gelecek dönemlerde
Kitap bir Cizvit okulunda Milliyetçilik, Dil ve Din çerçevesi içinde yetiştirilen 16 yaşında ki Stephen Dedalus' un zamanla özgür düşüncenin önemini kavraması, aslında gönlünde yatan sanatçı olma isteğini hissetmesi ve bulunduğu çevre ile kendi içinde yaşadığı kimlik bunalımının hikayesini etkileyici bir dille anlatıyor. Özellikle kitabın bir bölümünde Dedalus'un Dekan ile yaptığı "Sanatçının hedefi güzelli yaratmak ise peki güzellik nedir? " sorusu ile başlayan konuşmayı içeren bölüm gerçekten çok etkileyiciydi. Bu kitap benim gibi Ulysses' den korkan biri için James Joyce'a giriş kitabı oldu. Sırada ki kitap Ulysses olabilir mı? Kim bilir belki...
denizlerin anısına : MEKTUP AŞIK İHSANİ
Demem şu ki sevdiğim, ortaçağdan bu yana bana öyle bir ters geldi ki,1971 Mart,Nisan,Mayıs ve sonrası….Yıkılası mahpushaneler tıklım tıklım evde, yolda,işte, sokakta, on on, yüz yüz, bin bin adam toplanmakta. Anlayacağın ne kadar ben çağımdan ve üzerinde büyüyüp suyunu içtiğim toprağımdan
Herhangi bir düşünce, karşıtıyla karşılaşırsa özgün halinden eser kalmaz. Karşıtından mutlaka etkilenir ve değişir. Bu da yok olduğu anlamına gelir. Aynı zihindeki karşıt düşünce baskısına çelişki denir. Zihin, çelişki karşısında birbirini parçalayan düşüncelerini ölümlerine terk etmek zorundadır ve üçüncü düşünceyi üretmelidir. Zihin, yok
Siyaset dünyası temelde içgüdüsel seviyededir. Orman yasalarına aittir: Güçlü olan haklıdır. Politikaya ilgi duyan insanlar da en vasat olanlardır. Siyasetin sadece tek bir özelliğe ihtiyacı vardır. Bu da çok derin bir aşağılık duygusu.
Politika neredeyse tek bir matematiksel formüle indirgenebilir: Politika güç arzusudur. Friedrich Nietzsche,
Bu yüzden bilimin gelişmiş olduğu her yerde din yok olmuştur. Zihnin bilimsel yollarda düşünmek ve yapmak üzere eğitildiği bir yerde din öylece ölüp gider; zihnin çiçekleri orada açmaz artık. Bilimsel zihnin toprağında, dinin tohumunun büyümesine izin vermeyen, onu öldüren bir zehir vardır. Nedir bu zehir? Bilim varoluşun sırrını çözmeye
O utanç yasasını kadınlar
durdurdular...
Korkma paşa,
Korkma patron,
Korkma; yargıç, savcı
Korkma; Türk aydını, yazar, çizer, profesör, sendikacı, çiftçi,
esnaf
sanatçı...
Korkma; muhalefet,
Sinmiş, tırsmış, susmuş, tüymüş, korkmuş her kim varsa
Korkma...
SENDE O YÜREK YOKSA
KADINLARDA VAR...
Ece Ferzan dillere destan güzelliğiyle gurur duyuyor
“Hepsinde para bol, unvan bol, iktidar bol ama yine de gözlerini
üstümden alamıyorlar. Sade erkekler değil, kadınlar da.
Demek ki bu hayatta en önemli şey ne servet, ne iktidar;
sadece güzellik. Güzellik karşısında hepsinin dili tutuluyor.
Bu masanın en üstünü benim. Başka masalardan