Tarihten İbret Almak Bundan 30-40 yıl önce Moskova’daki Devlet Tiyatrosu’nun duvarlarında birdenbire büyük çatlaklar oluştuğu görülmüş. Temelden çatıya kadar yükselen bu çatlaklarla bütün binanın ansızın yıkılıp içinde bulunanlarla çevredekilerin ezilme tehlikesi başgöstermiş. Binayı inceleyen mühendisler,çatlakların nedenlerini
Beyaz Zambaklar Ülkesinde 'Bir Milletin Uyanışı' - Hayat Yayınları 1998Kitabı okudu
“ÖNEMLİ NOT” Adlı Kitaptan: SUNU… / Gelecek kuşaklara ve araştırmacılara ışık tutması, kaynak olması amacıyla / yayına hazırladım!... / Kendine özgü davranışları ve söylemleri olan iki insanın / neler yapacaklarını, birbirlerine neler diyeceklerini düşünmenizi, hayalinizde hareketlerini canlandırmanızı isterim!... / Bir sanatçının yapıtları
Reklam
Çingeneler ve toplum
Ayşe önüne bakarak: -Amca, dedi. Ben yemeğimin yarısını ona veririm. İri yapılı, kart, kemikli ve acımasız bir adam görünen Çakır kıza garip garip bakarak: -Senin ne yediğin var ki, yarısını da ona vereceksin! dedi. Şimdilik ona da pay ayırırız. Ama bak, haberin olsun, usta bir ayıcıya rastlarsam Şahbaz'ı ona satarım. Hem tasalanma. Bir
Sanatçı ve Çağı
Emerson,olağanüstü bir şekilde, ''Bir insanın kendi dehâsına olan güveni,inanışın ta kendisidir,''demişti. XIX. yüzyılın bir başka Amerikalı yazarı da,''Bir insan,kendi kendisine sadık kaldıkça,her şey onun tarafına doğru yol alır;hükûmet,toplum hatta güneş,ay ve yıldızlar'' diye eklemişti.
Sayfa 27 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
SIMON! - “Evet.” — Simon! — “Evet, kim sesleniyor?” — Ne­redesin Simon? — “Buradayım. Sen kiminle konuşuyorsun?” - Kendi kendimle. —“Kendinle misin? Bozulmuş etinle ne de tiksindiricisin, yaşayan her canlı için vebasın, benden uzak dur, seni iğrenç şey, mezarların yolunu tut.” Neden böyle konuşama­yan ve ona göre davranamayan tek insan benim? Benden başka herkes, eğer onlardan kaçmazsam, benden kaçıyor ve beni yalnız bırakıyor. Bir sanatçı eserine nasıl hayran olunduğunun gizli ta­nığı olmak için kendisini gizlemez mi? Ben neden tiksinç figürü kendimden ayıramıyorum ve insanların nefretinin gizlice tanığı olamıyorum? Neden ben bunu üzerimde taşımaya ve gösterme­ye yazgılıyım, sanki umutsuz bir sanatçıyım da övgüyü duymaya çalışıyorum? Neden çölü kendi çığlığımla doldurmalı ve yabani hayvanların yoldaşı olmalıyım ve uluyuşumla zamanı kısaltmalı­yım? Bu bir haykırış değil, bu bir soru; toplum dışı olmanın bir insan için iyi olmadığını söyleyen O’na soruyorum bu soruyu? Bu benim toplumum mu? Bu mu aradığım arkadaş - aç cana­varlar ve bulaşıcı hastalık korkusu olmayan ölüler mi?
İşin sosyal ve psikolojik yönüyse ,günümüzde iktidarı elinde tutan yöneticilerin insanları kişiliksizlestirme politikalarının bir sonucu ortaya çıkmaktadır.Bu insanlar ister bilim adamı veya sanatçı olsun,ister işçi,memur,esnaf,boş gezenin kalfası olsun,iktidarı elinde bulunduran partiler,yönetimler vs.,her türlü meslek ve sınıftan insanları kişiliksizlestirip "neden,nasıl" diye sormayan ,hicbir hak talep etmeyen ,istemleri iktidarin istemleriyle çelişmeyen,robot,kaderci veya 'neme lazımcı' bir toplum,daha doğrusu tek tip bir 'sürü' yaratma çabasındadır. Ve ne yazık ki iktidarlar bu yönden dünyanın hemen hemen her yerinde ve özellikle ülkemizde büyük ölçüde başarıya ulaşmış bulunmaktadır. Karaktersizlestirilmis bir sanatçının nasıl bir karakter yaratacağıni herkes tahmin edebilir.Senaryo yazarı veya yönetmen gerek ahlâk,gerek akıl veya bilgi ,gerekse karakter bakımından hicbir şekilde yarattığı kahramanlardan daha yoksul olamamalidir.Dolayısıyla sanatçının yarattığı karakterdeki bir zayıflık veya yoksullluk ,sonuçta kendi yoksullugudur.
Sayfa 107 - undefined
Reklam
441 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.