Okullar, hiç kimse yazar olsun, sanatçı olsun diye değillerdir. Hep söylediğim gibi, hayat hiç kimsenin yazmasını ve ya da yaratıcı olmasını istemez. Yaratıcı içgüdümüz, en sağlıklı içgüdümüzdür, ve biteviye kendisini gerçekleştirmek için uğraşır. Ama dünya, aile, okul, toplum, iş ve kurumsallaşmış her şey aracılığıyla bu yaratıcılığı dört yandan bastırmaya, öldürmeye çalışır.
Bir değerin ya da bir faziletin toplum içinde kök sal­ması, yalan söylememekle, mümkün oldu­ğu her zamanda onun hesabını vermekle olur..
Sayfa 53 - Bilgi/ pdfKitabı okudu
Reklam
Müziğe dalmadan önce 20.yy Sanat Dünyası'na bakış
Kapitalizm’in bu yüzyıla hızlı adımlarla girmesi ve insani değerlerin gitgide yoksullaşması, toplumlararası, dolayısıyla bireyler arası çatışmaların da yoğunlaşmasına neden oluyordu. Fütürizm, 1910’lu yıllarda İtalyan sanatçı Marinetti ile başlayıp, Mayakovski'nin de içinde olduğu bir Rus şair grubunu etkileyip silinirken, 1915 yılında Dadaism adında bir sanat akımı ortaya çıkar. Dünya Savaşının yarattığı dehşete karşı anlamsızlığı, akıldışılığı ve alaycılığı ön plana alan bu ekol geleneksel toplum düzenini ve alışılmış kültür değerlerini yıkmayı amaçlıyordu. Zürih ve New York’ta aynı zaman dilimleri içinde çıktılar ortaya. En ilginç kişilikler Tristan Tzara adlı bir şair ve çevresindekiler. Ancak karşı çıkış borusunu ilk öttüren ressamlar oldu. Bu akım, geleneklere karşı çıktığından ötürü yüzyılın ikinci yarısındaki Avant Garde hareketlerle ortak paydada düşünülmemelidir. Öncelikle seslendikleri alanın darlığı, ardından sistemleşmemiş bir hareket olmaları savaşın hemen ardından tükenmelerine neden oldu ve bu sürede yerini Sürrealist sanat hareketine bıraktı. Onlar da gerçek dünyanın yerine düş dünyasını kurmaya çalıştılar ve buna bağlı olarak da sanatın içeriğinde cinsel dürtülerin ve içgüdülerin geniş yer kaplaması gerektiğini savundular. Umutsuzluk ve kötümserlik Sürrealist sanatçıların yaşamlarının bir parçasıydı ve ürettikleri bütün yapıtlarda bu kapalılık ve iç dünyanın ablukası görülmekteydi. Yazar Andre Breton ve ressam Salvador Dali, bu hareketin en önemli sanatçıları olarak görülmekteydi.
Sayfa 15 - bu alıntıyı girerken duyduğum hazz.
Ülkemizde sanatçı ve düşünür olmanın zor yanlarından biri ve belki de ilki; yaşarken içinde bulunduğunuz toplum tarafından anlaşılamamanızdır. Özelde Müslüman, genelde üretken tüm insanlar için ki; bu, böyledir...
Bir insan, kendi kendisine sadık kaldıkça, her şey onun tarafına doğru yol alır; hükümet, toplum, hattâ güneş, ay ve yıldızlar.
Amerikalı bir yazarKitabı okudu
Ancak Balzac söz konusu olduğunda, mantıklı sonuçlar çıkarmaya çalışmak faydasızdır; çünkü olası olan yerine hep inanılmaz olan gerçekleşir. Yaşadığı iki dünya, gerçek dünya ve hayal dünyası, en ufak bir geçirgenliğe izin vermeyecek kadar birbirinden ayrıdır. Yaratıcı Balzac, dış varlığını saran fırtınalardan haberi olmayacak ve onları hissetmeyecek şekilde kendini tamamen zihinsel bir yoğunlaşmanın içine kapatabilir; uçarcasına yazan eliyle titreyen ışığın altında sayfalarca kader ve öykü geliştiren hayalci Balzac, senetleri protesto edilen, mobilyalarına haciz gelen diğer Balzac’la en küçük bir benzerlik dahi taşımaz. Toplum içindeki kişiliği ile özel kişiliğinin ruh durumlarından, umutsuzluğundan en ufak bir şekilde bile etkilenmez, hatta tersine, dışsal şartları tam da hiçbir umut vaat etmezken, içindeki sanatçı en güçlü durumdadır. Dışsal sıkıntılar onda gizemli bir biçimde giderek artan bir zihinsel yoğunlaşma haline dönüşür. Üstelik Balzac’ın inancından daha güçlü bir şey de yoktur: En iyi esinler bana hep en derin korkuları ve çaresizlikleri yaşadığım saatlerde gelir.
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
441 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.