”Kimsenin konuşmadığı, bir dil gibiyim…
Yazarının bile, okumadığı bir kitap…
Hiç çalmayan, bir şarkı…
Hiç sorulmayan, bir soru gibiyim…
Kalabalıklar içinde, varım ama, yok gibiyim…”
Tıpkı Murathan Mungan’ın mısralarındaki gibi kahramanımız Küçük Tobias.Ne kendi ülkesinde var olabilmiş,ne sığındığı ülkede aradığını bulabilmiş.Varoluş sancıları daha küçücük bir çocukken başlamak zorunda kalmış.Ailesinden,ülkesinden kopmayı seçmiş Sandor Lester adıyla.Seçtiği isimle bile geçmişinden kopamadığını anlıyoruz ne yazık ki.
Çocukluk,aşk,aile,evlilik,mülteci olmak,ait olduğunu sandığın ülkene sığamamak,savaş,yıkım,karın tokluğuna çalışmak ve benzeri nice kavramı dingin bir ruh haliyle sorgulattı üstelik kısacık bir metinle Agota Kristof.