288 syf.
·
Not rated
Okuması çok zor bir kitaptı haliyle üzerine bir şeyler de yazmak çok zor.Bu yüzden gerek kitabı okurken gerekse bitirdikten sonra yazarı Ingeborg Bachmann ve kitabı hakkında geniş çaplı bir araştırma yaptım.Artık öğrendiklerim ve okuduklarım ile ilgili bir şeyler yazmaya çalışacağım.Malina bir roman;karakterleri,zamanı,kurgusu ve mekanı ile bir
Malina
MalinaIngeborg Bachmann · Yapı Kredi Yayınları · 2022641 okunma
9/10 puan verdi
Mübah.
Hiçbir şey gerçek değil her şey mübah! Alamut, 10 yıla yakın planlanan, taslağı bittiğinde efsane olacağı bilinen bir eser. Kitabın her sayfası Sabbah'ın dünya görüşü üzerine kurulu. Dil akıcı ve yormuyor. Tarihî ve bilinen bir fikrin kitaplaşıp okunması için tek çare edebî kudrettir. Yalnızca varoluşsal sancılar çeken, hiçbir dünyevi derdi olmayan bir karakter yaratmak kolay ancak ütopiktir. Yalnız fedailere değil okura da Sabbah'ın kusursuz olduğu kitap boyu dikte ediliyor. Sabbah'ın İbn-i Tahir'e "gerçek varsayılanları anlattığı, yani amacının ulvi olmadığını" okuduğunuz bölümde söylediklerimin doğruluk payı anlaşılacaktır. Gören gözler için ne ibretler vardır. Gelgelelim kitabın ideolojisine... Hiçbir şey gerçek değil. Her şey mübah! Etrafınızda gördüğünüz her şeyin bir amacı vardır. Varolmak, amaçsızlığa zıt ele alınabildiği için "Tanrı neden yarattı?" Sorusu bizi tanrının muhtaçlığına iter. Hasan, bu farkındalık içinde kavruldukça bir cevabın olmadığına ve kökü olmayan bir ağacın yapraklarının sahte olduğuna inanır. Geçici olmayan bir şey bulamaz. Fikirler, statüler, isimler, hikayeler, peygamberler... Hiçbir şeyin gerçek olmadığını fark ettiğinde her şeyin kontrol edilebileceğini fark eder. Madem hiçbir şey gerçek değil o zaman her şey mübah! Alamut fikri böyle peyda olur. Bazı fikirler açıklanmaya muhtaçtır. Bazı tabloların derdi bakılmak değil görülmektir. Tekrarlayayım; gören gözler için ne ibretler vardır.
Alamut
AlamutJames Boschert · Yurt Kitap Yayın · 20123,198 okunma
Reklam
172 syf.
3/10 puan verdi
Eee, ne olacak şimdi ha? Klavyemde pıt pıt yazarken bok püsür anlatım tarzı olan bir kitaba yorum mu yapacağım, ey kardeşlerim? Aşırı dandik diliyle ilk 100 sayfayı okumak ciddi anlamda acı vericiydi. Devamını okurken de keyif aldığımı söyleyemem. Yazarın psikolojik durumu ve bize göstermeye çalıştığı karakter göz önüne alındığında anlatım tarzı tolere edilebilir. Ama okuyucuya bir felsefe aktarılmaya çalışılırken olay metnine düzgün bir son bile yazılmamış. Kitabın sonu ne kitaba uygun ne de ana karaktere. Kitabın felsefesi olan insanın seçim özgürlüğüne gelecek olursam da karakteri okurken bu özgürlüğün bu zihniyetteki insanlarda olması hakkında evet, sancılar çektim. Alex müzik bile dinleyemez hale gelirken kitaba en sevdiğim şarkıları dinlerken devam ettim. Ama yanlıştı. Çünkü insan olmanın olayı bu. Allah iradeyi bize bırakırken bizim bunu yok etmek ne haddimize? Yanlış yapana cezalar vereceğiz. Öyle ki cezalar göze göz, kana kan olacak. Cezalar belki bu dünyada çekilenlerle de kalmayıp ahirete taşacak. Ama ceza asla bir insanın insanlığını elinden almak olmayacak. İnsan iyilik ve kötülük arasında seçim yapma özgürlüğüne her zaman sahip olacak. Böyle insanlar insan mı ki diye de içinizden geçirebilirsiniz. Ama sonrasında sizin insanlığınızı kaybetmeyip karşınızdakinin de insan olduğunu hatırlayarak savaşmaya devam etmeniz gerek. Savaştıklarınız; karşınızdakinin insanlığı değil, seçtiği kötülük olacak. Siz savaştıkça dünya güzelleşecek demiyorum. Çünkü güzelleştirdiğiniz dünya; yaklaşık 70 yıllık misafiri olduğunuz dünya değil, inşallah size vaadedilen sonsuz dünya olacak.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991.7k okunma
261 syf.
·
Not rated
·
Read in 12 hours
(Spoiler) Mevcut düzen ortadan kalktığında çocuklar başta akıl ve mantığın kurallarını kabul etmişken; fiziksel gücün önem kazanmasıyla birlikte, vahşet,şiddet olağan hale gelir, varoluşsal önem kazanır. Siyah ve beyazın birbirine karıştığı kitap, çocuk yaşta olsa bile insanın içinde saf iyilik bulunduramayacağını iliklerine kadar hissettiriyor. Kitabı okurken ruhuma sancılar, başıma ağrılar girdi. İyiler neden sürekli yeniliyor kaba kuvvet, şiddet neden sürekli kazanıyor diye düşünmeden edemedim. Umarım sonrasında Ralph hayalini kurduğu gibi evine gidebilmiştir
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080.1k okunma
208 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 7 days
• Portekizli matruşkamız olan Pessoa'nın polisiye alanındaki ilk öykülerinin yer aldığı kitapla geldim Pessoa, varoluşsal sancılar çektiği yazılardan, stoacılığa ve günlüklere kadar birçok alanda kalemini denemiş. Biraz da polisiyeye el atmış ancak, polisiye deyince aklınıza ilk gelen Agatha Christie'nin tarzını beklemeyin. Benim için dedektiflik deyince Sherlock tarzını daha çok anımsattı ama Pessoa denemeler yapmış ve bence başarılı olmuş. Vakaları çözerken yaptığı ince analizlerle neyin nasıl yapılması gerektiğini ifade etmiş. Daha doğrusu, her gerçek bir strateji uzmanı gibi davranarak, psikolojik açıdan bile detaylı değerlendirmeler yapmış. Entelektüel yetenekleriyle polisi ve adli makamları bile etkileyecek kadar.. Kısaca Pessoa, her alandaki kendine özgü zihinsel yeteneğini bir kez daha göstermiş. Bu arada en çok beğendiğim ve en başından doğru tahmin ettiğim, Vargas olayıydı. Keyifli okumalar
Bulmaca Meraklısı Quaresma
Bulmaca Meraklısı QuaresmaFernando Pessoa · Kırmızı Kedi Yayınları · 2018101 okunma
104 syf.
·
Not rated
·
Read in 30 hours
Vicdanımıza hesap vermemiz her zaman hep geç olacak
Hepimiz hayatının bir döneminde bir yerde bir şekilde başına geldiği an, o düşüş, o kırılma noktası... Herkesin içinde yatan itiraf edemediği, insanın kendi bencilliklerini ve çaresizliklerini gördüğü ve kendiyle çelişmek ve yüzleşmek zorunda kaldığı içsel hesaplaşmalar, sorgulamalar, sancılar.... Aslında hepimiz bir düşüş içindeyiz. DÜŞÜŞ, kötü geliyor kulağa değil mi? . Bilirsiniz uykuda bile düşeriz o boşluğa. Uykuda, hayalde, gerçekte bir düşüş ki hiç bırakmaz peşimizi... Kitaba gelecek olursam da Clamence'nin kırılma yaşadığı ve duyduğu kahkahanın aslında birgün hepimizin, içimizde duyacağı bir vicdan sesi olduğu gerçeği... Belki bizim de vicdanımız alay ederek düşmemizi bekliyordur bir köşede... . Kitabın dili ağır olsada, okurken bazen zorlansamda asla bırakmak istemedim.Tekrar tekrar okumak isteyeceğim, ve her okumamda da bana farklı duygular hissettireceğine inandığım kitaplarım arasında çoktan yerini aldı bile.
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915.1k okunma
Reklam
191 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 30 days
Sükûnetle Yaşayıp Coşkuyla Ölmek
“Dünya sana verecek ne dert, ne zevk bulabiliyor, dünyayı perişan ediyorsun.” İnsanlar vardır. Bir de başka insanlar vardır. Yazarlar vardır. Bir de ‘başkalarını’ yazanlar vardır. Bu başkalarını sokaklarda yürürken, lokantada yemek yerken, okulda öğretmenin sorusuna cevap verirken, bir bankta oturup denizi seyrederken ve hayatın daha nice
Coşkuyla Ölmek
Coşkuyla ÖlmekŞule Gürbüz · İletişim Yayınevi · 20211,897 okunma
165 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Tarih: Değişik Bir Başlangıç
ARNOLD John H., Tarih, (Çev: Sevda ÇALIŞKAN), Dost Kitabevi Yayınları, Ankara 2007, 167 s. “Tarihçiler geçmişte olmuş her olayı anlatamaz, sadece bazılarını seçerler.” 1. GİRİŞ Tarih, John Hugh Arnold ’un 2000 yılında History: Very Short Introduction adıyla yayımlanmış eseridir. Tarihe giriş niteliği taşıyan bu eser, yazarın da belirttiği
Tarih
TarihJohn H. Arnold · Dost Kitabevi · 200739 okunma
220 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 7 days
21. bölümde Agnes'ın yaşadığı sancılar o kadar tanıdık ki iddia ediyorum herkes ömrünün bir kısmında aynı düşüncelere kafasında yer vermiş, kendini Agnes gibi ikna etmeye çalışmıştır.
Agnes Grey
Agnes GreyAnne Brontë · Yedi Yayınları · 2021631 okunma
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Ece Apaydın’ın “Ben Salome”si üzerine…
Ece Apaydın postmodern bir şair. Sözcüğü gerçeği anlatmak için kullanmıyor, bir gerçek yaratmak için kullanıyor. Dilin olanaklarını sınırsızlaştırıp bu sınırsızlıkta şiirini büyütmüştür. Bir şiirin inine hemen ulaşmak şiiri cazibeli kılmıyor. Şiir kendisini hemen okura teslim etmemesi gerekir. Şair okura zorluk çıkarmalı, kuru ve açık bir
Ben Salome
Ben SalomeEce Apaydın · Artshop Yayıncılık · 20171 okunma
Reklam
208 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Günübirlik Hayatlar
İnceleme de klişe olacak ama yazarın şu eşsiz alıntıyı bu kitap sayesinde kazandırması ile başlamak istiyorum.' Hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onların nesnesi. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın.' Ne söz ama. Ölümün eşitliği hayatın adaletsizliğinden büyük. Ölüm ensemizde boza pişirirken varoluşsal sancılar çeken 10 farklı hikaye , bütün karakterlerinin tepsesinde nereye giderse anbean takip eden ölüm bulutu. Üstelik 'tik tak' saat işledikçe bulut yaklaşmakta ve her karakterde farklı yansımalar. Aynı açı ile gelmedi ki yansımalar bir olsun. Kitap sade, akıcı. Okuması basit. Öğretisi yüksek lakin çözümler biraz fazla yüzeysel kalıyor gibi . Bence biraz değişim ve gelişim sürecinden bahsetmeliydi, amaç da bu değildi ayrı mesele....
Günübirlik Hayatlar
Günübirlik HayatlarIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20158.4k okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Edna Pontellier 27 yaşında evli ve iki çocuk annesi bir kadın. Yazıldığı zamanın - ve şimdinin de - toplumsal yapısına göre Edna’ya biçilen rol evini çekip çevirebilen şefkatli, anlayışlı ve sabırlı bir eş ve anne olması. Yani Edna’nın aklına ben kimim, ne yapıyorum, bu hayattan ne istiyorum gibi soruların gelmemesi gerekiyor ama geliyor işte.
Uyanış
UyanışKate Chopin · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,009 okunma
282 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Hayatıma dokunan ve iyi ki dediğim bir kitap
Bazı olumsuz yorumlara rağmen bence çok iyi bir kitap. Sıradan bir insan,sıradan bir okurum. Dünyaları vaat etmiyorum. Az önce kitabı bitirdim. Şu bir haftadır varoluşsal sancılar çekiyorum,bu kitabı iyi ki okudum diyorum. Hiçbir işe yaramayan,yanlış mesleği seçen, hiçbir başarısı olmayan, ailemde bile fazlalıkmışım gibi hissettiğim,dünyanın paraziti olduğumu düşündüğüm bir dönemdeyim. Nefes almakta zorlanıyorum,dünyaya sığmıyorum. Bu kitabı okurken bana bi 'acaba' dedirtti. Benim farklı hayatlarımı yaşama ihtimalim niye şimdi mümkün olmasın? Nora'da kendimi gördüm. Neredeyse aynı sorunları bende yaşıyorum. Babam yüzünden hiç ait olmadığım bir meslekte sürünüyorum,sırf o istiyor ve beni onaylasın diye. Bu işkenceye değiyor mu? Hayır! Babam hala memnun değil,ben de mutlu değilim. Yaşama isteğimin kalmadığı, intiharın cazip geldiği bu anda Nora 'da kendimi buldum. Gün sonunda yine bu hayattayım, kıvranıp durduğum ızdırap çektiğim koşulları yaratan bir faktör de benmişim meğer. İntihardan sonra bana bir gece yarısı kütüphanesi verilmeyebilir, Nora'ya verildi. Kıssadan hisse çıkardım bende. Bu kitap,benim için özel bir anlamı olacaktır. Belki bir başkasının da hayatına dokunur,kim bilir. Okumadan bilemeyiz !
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202154.8k okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 21 days
İçimizdeki Biz
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
şüphesiz çoğumuzun bir kez olsun okuduğu ve ülkemizde bilinirliği yüksek yazarlarımızdan birisidir. Tabi hüzünlü bir sonla erken denilebilecek bir yaştaki kaybı tarihten günümüze ülkemizin değerlerini korumak noktasında ki eksikliği tescilliyor. Kitap benim okuduğum yazarın üçüncü eseri, ilk ikisi kült olmuş başucu kitapları
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı Yusuf
ve
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu Madonna
idi. Bu kitapta da genel olarak benzer bir tadı hissetmek mümkün özellikle de Balıkesir detayı muazzam. İmparatorluğun küllerinden doğmuş Cumhuriyetimizin uzun yıllar savaşları ve yoklukları yaşamış insan bakiyesi çok daha uzun yıllar entelektüel birikim için sancılar çekip nice nesilleri kaybetmiş. Kitapta görünen bir aşk hikayesi üzerinden dönemin hayat şartlarını, eğitim hayatını, siyaseti, özellikle de edebiyat camiasını anlatıyor. Dönemin meşhur yazar ve düşünce insanlarının zaman içerisinde ki mücadeleleri, kavgaları ve çekişmeleri bu aşk hikayesinin üzerine inşa edilmiş şekilde anlatılıyor.
Peyami Safa
Peyami Safa
,
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
ve
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
gibi dönemin önemli kişilerinin kitaptaki kahramanlarla arasında ilişki kurarak eserin yazarın hayatından gerçek kesitler sunan bir otobiyografi olduğunu iddia eden görüşler de zaman içerisinde sıklıkla dile getirilmiştir. Cehaletin, zamanla değişen şartların ve iyi insanların da zor durumda kalabildiğini hissettirerek yaşatan kitabı okumayı düşünenler için bir an önce başlamalarını şiddetle tavsiye ederim. Herkese iyi okumalar…
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171.3k okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 8 days
"Birleşim"
İki farklı hikaye gibi duran hayatların günlükte birleştiği muhteşem bir kitap! Bir yandan yalnızlığın verdiği buruk tat ve sorgulayıcılık, diğer yandansa sevgiyi istemeden paylaşmanın verdiği vicdan rahatsızlığı. Ekmel beyin ve Derya' nın sohbet arkadaşlığının başlangıcıyla, artık hayatlarının bir parçası haline gelmiş olağan ve sürükleyici sohbetleri, hayatlarından geçen olayların hafızalarındaki yerini hâlâ koruyor oluşu ve hissettirdiği duygular, yaşanmışlıkları, yaşanmamışlıkları, yaşamak istedikleri ve çekincelerinin buluşup insanı sürüklediği ve ağızda buruklukla birlikte nefis bir tat bıraktığı keyifle okunulacak bir roman. Aynı güne kayıtlı anıları okuyup olayları birleştirmek muhteşem bir duygu... Kendini Suzan' ın yaşantısının yerine koyan Derya' nın ve Ekmel beyin bu muhteşem anları fazlasıyla okunmaya değer!
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212.9k okunma
867 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.