Şimdi ben başardım mı bu yaşamak oyununu, yoksa çuvalladım mı? Yani şimdi ben kazandıysam kim kaybetti? Ya da kaybettiysem kim kazandı? Ben kendime kaybettim diyerek Zenon'u anmanın tam sırası sanırım. Hayat dediğin tepeden trnağa paradoks be kaplumbağaların filozofu!
Görüşümü yüzüncü kez tekrarladım ve sanırım fikrimin sandığı kadar saçma olmadığına onu nihayet ikna etmeyi başardım, Bu bir zafer sayılır, Ama hiçbir işe yaramayacak, Aslında zaferlerin neye yaradıklarını kimse bilmez, diye iç geçirdi
Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
Şimdi ben başardım mı bu yaşamak oyununu, yoksa çuvalladım mı? Yani şimdi ben kazandıysam kim kaybetti? Ya da kaybettiysem kim kazandı? Ben kendime kaybettim diyerek Zenon'u anmanın tam sırası sanırım. Hayat dediğin tepeden tırnağa paradoks be kaplumbağaların filozofu!
Sayfa 99 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
“İyiyim. Sanırım sonunda kusurlarımı kabullenmeyi başardım. Belki de artık herkesin kusurları olduğunu anlayabilmişimdir…”
Sanırım, Batı'dan en iyi unsurları alıp en kötü örneklerden kaçınmayı başardım.
"Her günü pes etmeden,umutsuzluğa kapılmadan,intihar etmeden,hatta siyaset tartışmaya devam ederek nasıl atlatıyorlar?Bu kadar katı egoist olabilirler mi?İşlerin böyle olması gerektiğinden o kadar eminler ki kendilerinden bir kez bile şüphe duymuyorlar mı?Eğer öyleyse, sanırım katlanmak daha kolay olabilir.Merak ediyorum, insanların böyle olup olmadığını ve onları mutlu eden şeyin bu olup olmadığını merak ediyorum.Bilmiyorum işte...Acaba geceleri rahat uyuyorlar mı, sabah dinç uyanıyorlar mı? Nasıl rüyalar görüyorlar?Yolda yürürken ne düşünüyorlar? Para mı?Eminim tek mesele bu değildir. İnsanlar yemek için yaşıyor sözünü duymuş olsam da para için yaşadıklarına dair bir şey duyduğumu hatırlamıyorum.Hayır.Fakat özellikle söyleyecek olursam...Hayır, bunu da anlayamıyorum. Düşündükçe daha da anlayamaz hale geliyorum ve kendimi, yalnızca benim tamamen farklı olduğum şeklindeki korkunç, rahatsız edici düşüncenin saldırısına uğramış buluyorum.İnsanlarla genelde konuşamam bile. Neyi nasıl söylemem gerektiğini de hiç bilmiyorum.İşte bu noktada aklıma soytarılık geldi.Bu, benim insanlara son yakınlaşma çabamdı. İnsanların beni dibine kadar dehşete düşürmesine rağmen onlardan ne yaparsam yapayım kopamıyor gibiydim. Böylelikle, "soytarımla" birlikte insanlarla bir noktada bağ kurmayı başardım.Görünürde her zaman gülümsüyor olsam da içeride çaresiz bir mücadeleyle debeleniyordum, bir ipte yürüyordum, ter içindeydim, onları eğlendirdikçe felaket ihtimali her an yaklaşıyordu."
Sayfa :14-15Kitabı okudu
Reklam
114 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.