Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
160 syf.
·
Puan vermedi
Akışkan, samimi ve doğal diliyle yazmış kitabı Mehmet Yıldız. Bizden biri gibi. Okurken sanki okuyormusum gibi değil de karşımda dinliyormuş hissi verdi. Konusuna gelecek olursak; Mehmet Yıldız gençlere Allah'ı, nefsi ve ibadeti keyifli bir dille, Risale-i Nur'dan alıntılar ile anlatmaya çalışmış. Ben beğendim. .
Aşk Neden Can Yakar?
Aşk Neden Can Yakar?Mehmet Yıldız · Nesil Yayınları · 20191,935 okunma
Dağılan ,çözülen bir kitleydim ben .Sanki ben hep böyleydim ,böyle de kalacağım :acayip ,biçimsiz bir karışım…
Reklam
Bazen yabancı genç dişilerden biri bize sırnaşır. Onları öldüreceğime onlarla seks yapmayı tercih ederim. Ama bazıları kendini kaptırabiliyor. Biz burada yabancıları sevmeyiz. Yine de bir bakarsınız bu kızlardan biri erkeklerimizden birine yapışmış ve bizimki de çaktırmadan onu gruba sokuyor. Bizim grupta herkes kendi yerini bilir. Özellikle de dişiler. Bazen sanki istemiyormuş gibi yapar, sizi inandırırlar ama ben onların gerçekte neye ihtiyacı olduğunu biliyorum. Bazen biraz kaba güçle onları kendine getirmeniz gerekebilir. Çoğunlukla bir bakışınızla, kıçlarını sallamaya, gülümsemeye ve sizi süzüp inlemeye başlarlar. Çoğu zaman da yalvar yakar olurlar.
say yayınlarıKitabı okudu
400 syf.
8/10 puan verdi
Right place, right time, right book, right persona. En çok ilk bölümünü okumaktan zevk aldım. Sanki sonsuzluğa doğru ilerliyormuş gibi akan kelimeler bana büyük bir zevk verdi. Adeta zamanımı durdurdular. Yazarın, özellikle gece uyumadan önce kafamızın içinde oradan oraya savrulan düşünceler gibi bir anlatıma sahip olması ne kadar zevkliydi
Swann'ların Tarafı
Swann'ların TarafıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20214,256 okunma
New York müziksel açıdan bakıldığında da yeni bir başlangıç anlamına gelmektedir: 1983'de çıkan Swordfishtrombonee Frank figüründeki üiçlemin ilk uzunçalarıdır: "Frank Swordfishtrombones'de doğdu, Rain Dogs'da çok iyi bir dönem geçirdi ve Franks Wild Years'da nihayet büyüdü." Swordfishtrompones onun yeni yollar aramaya başladığı taslaklar ve müziksel nüanslamalarla dolu bir albümdür: Bunlar müzik dısi olayları müziğin içine çekebilme yollarıdır. "Ben, kafamdaki gürültüleri muhafaza etmeye ve paramparça bir orkestra ile tekrar çalmaya çalışıyorum. Bir keresinde de sadece sokakta bulabildiğim şeylere müziğimle eşlik etmek isterdim."' Ralf Steidmans'a göre de, "Sanki kendi kendini kesiyor ve kanlı parmaklarıyla resim yapıyor.' Swordfishtrombones'in resimleri etkileyici, yapısı ise sinematografiktir. 1985'de çıkan Rain Dogs, müziğindeki somut gelişmenin tipik bir sonucudur. "Egzotik enstrümanlara olan Önsevgisi" (Lurie) ve çoksesli orkestralaması,' spektrumunu genişletmiştir: Borular, kornolar, banjo, marimba, armonika, akordeon, şarkı söyleyen testereler, ve kemanlar hep onun repertuvarna dahildir...
Hanım bacılarımız okuyun
Muhammed bin Muaz buyurdu: "Abide hanımlardan birisi benimle konuşarak buyurdu: - Rüyamda gördüm. Sanki ben cennete konuldum. Bak tım ki, cennet ehli, cennetin kapılarında bekleşiyorlar. Sor dum: "Cennet ehlinin durumu nedir, böyle bekleşiyorlar?" Birisi bana dedi ki: "Çıkıp gelmesi için cennetlerin süslen diği şu hanımı bekliyorlar." Dedim ki: "O hanım kimdir?" Denildi ki: "Übülle ahâlisinden siyah bir cariyedir. Ona Şa'vane deniliyor." "Allah'a yemîn ederim, o âhiret bacımdır," dedim. Ben o durumda iken baktım ki, Şa'vane, onu havada uçu ran bir deveye binmiş geliyor. Onu gördüğümde çağırdım: - Ey kızkardeşim! Sen kendi yerine nisbeten benim ye- rimin nasıl olduğunu görmez misin? Benim için Mevlân- dan dile de beni de sana ilhak etsin olmaz mı? Bunun üzerine, yüzüme tebessüm ederek buyurdu: - Senin geleceğin daha yaklaşmadı. Fakat benden iki şeyi hifzet: Üzüntüyü kalbinden ayırma! Allah'ın muhabbetini heva-i nefsine tercih ederek takdim kıl! Bunu yaptığında ne zaman ölürsen artık sana zarar vermez.
Reklam
Joey zekâ düzeyinin biraz düşük olmasıyla bilinirdi ve genellikle onu bütün oyunlarda yenerdik, fakat o öğleden sonra, bir tür sessiz anlaşmayla Joey’nin oyunları kazanmasına izin verdik. Joey o kadar mutlu oldu ki daha sonra bizi evinin bodrumuna götürdü ve kız kardeşinin elbisesini kaldırarak kızı bize külotunu göstermeye zorladı. Kız kardeşini Weesie diye çağırıyorlardı. Kızın görür görmez bana tutulduğunu hatırlıyorum, Ben kentin başka bir bölgesinden geliyordum, o kadar uzaktı ki onların gözünde sanki başka bir ülkeden gelmiş gibiydim. Onlardan farklı konuştuğumu dahi düşünüyorlardı sanki. Diğer veletler Weesie’nin elbisesini kaldırması için para öderken bu bizim için, sevgiyle yapılmıştı. Daha sonra onu bunu başka çocuklar için yapmama konusunda ikna ettik – ikimiz de ona âşıktık ve bize sadık kalmasını istiyorduk.
22.04.2024 Son günlerde çok sorguluyorum yaşamı, yaşamımı. Sanki ucunda yaşamı tuttuğum ipleri el birliğiyle kesivermiş birileri. Bazen geçmiş kör bir makastan bile keskin olup şimdiyle kurduğumuz o bağı koparabiliyor. Çünkü geçmiş belki de hiç geçmemiş. Affetmek, unutmak, intikam almak... Bunların hepsi birer seçenek. Peki ya geri dönebilmek hayata? Yeniden şimdide yaşabilmek... Mümkün mü bilmiyorum ama unutmak yalan, affetmek imkânsız, intikam zor... Acı ise çok gerçek. Ve belki de hiç geçmeyecek. Onda gördüm ben en çok geçmişin izlerini. Yüzündeki gülümsemenin aksine içindeki acıyı haykıran gözleri. Güçlü durmak ise onun kostümü her gün üzerine giyindiği. Yorgun o da benim gibi. Bir kitapta kitabın ana karakterleri arasında şu şekilde bir konuşma geçiyordu: —Belki bir gün biz de birer kahraman olabiliriz değil mi? —Birbirimizin ruhlarını kurtarırsak neden olmasın? Beni kapısında bıraktın kalbinin ama belki bir gün biri o kapıdan girebilir ve ulaşır kalbinin derinliklerine. Umarım ki kurtarır içindeki o güzel ruhu. İşte o zaman ziyan etme başka bir sevgiyi daha. Bulamazsın sonra bir daha. Kübra F. Demir
29.03.2024 Bugün yine o kapının önündeyim. Konumu, şekli, rengi değişse de ardında beni bekleyen acı hiç değişmiyor. Girerken ayrı, çıkarken ayrı ağlıyor gözlerim ve kalbim. İliklerine kadar hissetmek... Bizim gibiler için bulunmuş bir deyim olduğunu düşünmekteyim. Bizi bizden başka kimse anlamaz, anlayamaz diye boşuna demiyorum. Bazen hatırlamaya çalışıyorum. Önceki hayatımı... Silinmiş sanki. Yeni bir ben mi var bende yoksa eski ben şimdiki ben mi aslında karar veremiyorum. Zorluyor bedenimi ve ruhumu bu yük. Ezileceğim altında diye korkuyorum. Bazı insanlar için yaşamak, her gün ölmemeye çalışmakmış. Deliler gibi yaşamak isteyip kahkahalar atarken içinin kan ağlamasıymış. Yoruldum. Yalan söylemek istemiyorum. Savaşmak zor geliyor arada sırada. Düştüğümde kalkmaya üşeniyorum. Çünkü biliyorum ki yine düşeceğim. İşte bu da benim hayatımın kısır döngüsü. Zamana hapsolmuşçasına başa sarması da bir parçası benliğimin. Kabullenemediğim... Kübra F. Demir
258 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Orhan Kemal kitaplarını okutmuyor sanki elimden tutup”Gel seni onların dünyasına götüreceğim .”diyor.Ben de bu sayede onların dünyasına keyifle eşlik ediyorum.
Evlerden Biri
Evlerden BiriOrhan Kemal · Everest Yayınları · 2016766 okunma
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.