Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-will i ever be free? sanmiyorum.
96 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Nihat Özdal’ın 2023 yılında Simurt Art Yayınları tarafından yayımlanan eseri Kumaş’ı bugün bitirdim. Eser boyu devam eden başlıkların hepsi kitabın ismini niteleyen alt çeşitleriydi. Bu kitabın kapağını ilk gördüğümde kumaşlara olan ilgim nedeniyle heyecan duymuştum. Kitabın aynı heyecanla son bulması benim için bu anlamda önemli. Çünkü Kumaş sadece kitap başlığında kalmış bir metafor yaratmıyor. İçi bu örüntülerle dolu. Sırtlarında kumaşın hammaddesini taşıyan koyunlar, tarağın dişleriyle birer birer yüklerinden sıyrıldı. İnsan, sığındığı odalarda ışığa perde çekti. Perdelerin ardında taşlanmış kumaşlar yatağa uzandı. Onlar uzandıkça kundaklar ağladı ve daha bir sürü şey. Farklı açılardan, belki gördüklerinizin tersinden ve kendi gözlerinizin uzağından yaşamı kısacık da olsa izlemek istiyorsanız Kumaş doğru eserlerden biri diyebilirim. Bir kere okuyup bırakacağımı sanmıyorum. Kesişimlere, ışığın büyüsüne, duyuların çokluğuna hep inanan biri olarak böyle eserlerin gün yüzüne çıkması çağdaş edebiyatımız adına beni çok heyecanlandırıyor. Unutmadan şundan da bahsetmek istiyorum, eserin sonunda meraklısına notlar bölümü var ve metinlerin içinde yer alan kumaşlar hakkında oldukça donanımlı notlar da burada bulunuyor. “Perdeyi katla. Taşınabilecek yeni bir manzara buldum.” “Bu dünyanın ötesinden bir kumaşa ihtiyacım var.” #nihatözdal #simurtartyayınları #kumaş
Kumaş
Kumaş
Nihat Özdal
Nihat Özdal
Kumaş
KumaşNihat Özdal · Simurg Art Yayınları · 20231 okunma
Reklam
dünü anlatmamın bir yararı olacağını sanmıyorum çünkü dün başka biriydim.
104 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
“Bir insanın açlıktan yememek için kendi çocuğunu öldürmesi, bu ıztıraba dayanamayıp dans etmeye başlaması” düşünmesi bile öyle korkunç ki söyleyecek bir şey bulamıyorum etkisininden uzun süre kurtulabileceğimi sanmıyorum
Dansa Davet
Dansa DavetJean Teule · Sel Yayıncılık · 20204,484 okunma
Kitaplardan bahsetmeye ne dersiniz?" diye sordu Darcy gülümseyerek. "Kitaplar mı? Ah! Hayır. Aynı kitapları okuduğumuzu sanmıyorum, en azından aynı duygularla.
Reklam
“Çoğu dehşetin ne olduğunu unutmuş..Sevinç, keder ve sevgiyi de..Artık fazla bir şey hissettiklerini sanmıyorum.Çok uzun bir süreden beri böyle yaşıyorlar.”
Siz şairler her güzel şey için bir kelime bulmaya alışıksınız ve fakat kendi duygularından bahsetmeyenleri hemen kalpsiz sanırsınız. Bana dair yanıldınız, çünkü sanmıyorum ki, benden daha şedit ve güçlü bir şekilde sevebilsin insan. Ben, başka bir kadına bağlı olan bir adamı seviyorum ve o da beni benim onu sevdigimden az sevmiyor; fakat ikimiz de bir araya gelip gelemeyeceğimizi bilmiyoruz. Birbirimize yazıyoruz, ve bazen buluşuyoruz da...." "Bu aşkın sizi mutlu mu, bedbaht mı yoksa ikisini de edip etmediğini sormama izin var mı?" "Ah, aşk bizi mutlu etmek için var değildir. Sanırım varlığının sebebi bize bizim aci çekmek ve katlanmak konusundaki gücümüzü göstermek." O esnada anladım ve ağzımdan cevap yerine kısık sesli bir ahlamanın çıkmasını müşahede ettim. Ve o (kadın) da duydu.
"Su Lordu'nun dönmesine yardım edecek misin?" "Herkesin aptallığı da bu," dedim ellerimi birbirine kenetleyip çenemi dikleştirirken. "Arın geri dönmenin bir yolunu zaten bulacaktı. Ben olsam da olmasam da. Ben sadece onu tanımaya çalıştım ve başarılı oldum da." Gülümserken sesim buz gibiydi. "Herkes kendini
Sayfa 346Kitabı okudu
Suçluluk duyduğumu sanmıyorum.Arasira bir acı yokluyor, o kadar.
Reklam
Hiç sanmıyorum..
" Anlaşıldım mı ben? "
Sayfa 119 - Türkiye iş Bankası yayınlarıKitabı okuyor
Beni bu halimle tanıyor musun, bilmiyorum. Ama sanmıyorum, beni her zaman olduğumdan üstün gördün. Büyük bir insan değilim ben… ben, kendi kendine yetmenin güveniyle hayata üstün gelenlerden değilim.
Ben yanımda oturan adamı tanımıyorum. Kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Ama yüzü çok tanıdık. Önceden bildiğim birine benziyor ama çıkaramıyorum. Sanki bundan yıllar önce tanışmış gibiyiz. Ama sanmıyorum tanıştığımızı. Hatırlardım çünkü bu yüzü. Tanımadığım insanların yanında oturmayı sevmem. Kalkmak istiyorum ellerimi tutuyor. Gitme der gibi. İşte şimdi bu hareketle bir kadın olarak onu öldürmek istiyorum.
496 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Okudum bitti...
Herkese selam gecenin bu yarısına kadar sırf kitabı bitirmek adına uyumamış olmam ne kadar güzel olduğunun bir göstergesi olsa gerek... :) Kitap; arkadaşlarımın da dediği kadar varmış gerçekten,çok çok özgün bir kurguya sahipti.Dilara Keskin'in kaleminden okuduğum ilk kitaptı ve kalemi öyle bir sürüklüyor ki kitabı elimden düşüremedim.Muhakkak diğer kitaplarını da okuyacağım.Ben direkt karakterler üzerinden bir yorum yapmak istiyorum. Öncelikle Gökçe,o kadar güçlü bir karakterdi ki,ben Gökçe' ye bayıldım bile denebilir.Öldürülmesinin sebebini duyunca aşırı değişik hissettim ve o kadar haksız yere ölmesi gerçekten üzdü... :( Gayretinin, çabasının karşılığını tam alacakken gözlerini hayata yumdu Gökçe'm...Kitapta bir yerlerden çıkmasını yaşıyor olmasını çok istedim. Alper'e gelecek olursak oda güçlü bir karakterdi Kızıyla ilgili yaptığı ayrıntı çok güzeldi...Gökçe'yi herşeye rağmen sevmesi çok güzel ve anlamlıydı..Seni de çok sevdim Alper Kaya ..Yankı ve Erdemi'de es geçmemek lazım kitapta sahiplenilmesi gereken iki karakterdi onlarda..Hakan tam bir nefretlik karakter olarak kitapta yer almıştı.Burcuyu da pek sevemedim kitabı okuyupta onu sevebileni de sanmıyorum..:)Teyzesi ve kuzenine de gelecek olursak onlar hakkında söylenecek pekte birşey yok.Eniştesine buradan küfürler yağdırmak isterdim fakat ağzımı kapatayım klavyeme hakim olayım iyisi mi..! Kısaca kitap çok güzel ve sürükleyiciydi,beklentimin üzerindeydi hattâ..Kitap alışverişinizde "Ölüler Konuşamaz'a" yer vermeyi unutmayın derim.. :) Şimdiden keyifli okumalar diliyorum
Ölüler Konuşamaz
Ölüler KonuşamazDilara Keskin · Ephesus Yayınları · 20206,2bin okunma
John Steinbeck’in Oğluna Yazdığı Mektuptan Aşk Hakkında Düşünceleri
Öncelikle -eğer aşıksan- bu güzel bir şey, hatta bir insanın başına gelebilecek en güzel şey. Kimsenin bunu küçümsemesine ya da hafife almasına izin verme. Aşkın da çeşitleri vardır. Kimisi bencil, doyumsuz, egoist bir aşıktır, aşkı yalnızca kendini yüceltmek için kullanır. Bu çeşit, çirkin ve sakat bir aşk çeşididir. Diğerinde ise, içindeki tüm güzellik dışına taşar -şefkat, nezaket, saygı- O kişinin kendine has ve değerli olduğunu kabul edersin. İlk aşk çeşidi seni hasta eder ve kendini küçük ve değersiz hissetmene sebep olur. Ancak ikincisi içindeki gücü ortaya çıkarır ve seni cesur kılar, şu ana dek sahip olduğunu bile düşünmediğin bir bilgelik sunar sana. Bunun çocuksu bir aşk olmadığını söylüyorsun. Eğer bu kadar derin hisler besliyorsan, elbette çocuksu bir aşk değildir bu. Ancak tabii bana ne hissettiğini danışacağını sanmıyorum. Sen herkesten daha iyi bilirsin. Ben sana ancak şu konuda yardımcı olabilirim: Ne yapman gerektiği. Aşk için çok memnun ve minnettar olmalısın. Eğer birini seviyorsan -hayır demende de hiçbir sakınca yok tabii ki- şunu hatırlamalısın ki bazı insanlar çok utangaç olabilirler. Kızlar, erkeklerin ne hissetiğini kolayca anlayabilirler, ancak bunu duymak da isterler. Bazen de hislerine karşılık alamayabilirsin, ancak bu, o hisleri daha az değerli ve güzel yapmaz. Son olarak, neler hissettiğini biliyorum çünkü zamanında aynılarını ben de yaşadım ve senin de bu duyguyu tatmandan ötürü çok mutluyum. Kaybetmekten korkma. Eğer doğruysa, gerçekleşir. Önemli olan şey acele etmemektir. Güzel olan hiçbir şey elden gitmez.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.