312 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 11 days
" Hiç kimse bir gün kollarında yüzünü bir daha asla göremeyeceği fakat adını hiç unutamayacağı bir kadının cesedini tutacağını aklından geçirmez." Sizi daha ilk cümlesinde yakalayan, okumaktan kendinizi alamadığınız kitaplar vardır. Katman katman anlatılmış baş karakterin zihninde dolaşarak merakla okuduğum kitap,işte yine onlardan birisi; "Yarın savaşta beni düşün". Kitap,kelimenin en geniş anlamıyla aldatmayı konu edinir ve içinde şöyle bir cümle geçer "Bir sanrı içinde yaşamak ya da kandırılmak kolaydır,hatta doğalımız bu, dolayısıyla bunun hayatı bize böylesine zehir etmesine izin vermemeliyiz."Yeni tanıştığı kadının yanında ölmesinden sonra çelişkileri gidermek adına belkide kadını daha iyi tanımak adına ailesi ile tanışan Victor la birlikte ölüm ile yaşam, gerçek ve gerçek dışı arasında gelip gidiyorsunuz. "Yarın savaşta beni düşün" cümlesi Shakespeare e ait.Ayrıca başka pek çokları ile beraber kitap boyunca defalarca yineleniyor.
Yarın Savaşta Beni Düşün
Yarın Savaşta Beni DüşünJavier Marias · Yapı Kredi Yayınları · 2021240 okunma
688 syf.
4/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Romana başlı başına bi tiyatro oyunu desek yeridir,teatral öğeler öylesine baskın ki yeri gelir bir trajedya izlediğiniz kanısına varırsınız. Başkahramanı (Urfe)yi bir Earth(Yeryüzü)olarak düşünürsek bizler de Urfe gibi bir çok sorunun cevabını arıyoruz yeryüzünde.Conchis yer yer Tanrı yerini alır belki de oyunu hazırlar sorulara cevap vermez,ama her şey oyuncular içindir.Tanrı sanrı ya da inancı yazara göre de bizi hayatın eninde sonunda olgunlaştırıp kendiliğinden cevapsız sorularla bir düzlüğe çıkaracağı nihai sonuçtur.Sorularına asla tam cevap alamayacaksın fakat gün gelecek soru dahi sormadan içinde bulunduğun kısır döngü seni gitmen gereken yere götürecektir. Sahip olduğun şey büyüleyiciliğini yitirir,sahip olmadığın ise hep uzakta ve arzuladığındır,tıpkı yaşam serüveni gibi,Yaratıcı buradayım işte her şeyin sebebi bu dese,belki de insanoğlu yeryüzünde amaçsız kalacaktı,belki de sorunun kendisi yaşamı biricik ve gizemli kılan... Yer ve mekan isimleri öyle çok,yazarın gözümüzün önüne tasvirlediği Yunanistan atmosferi öylesine gizemli ve huzur vericidir ki,kalkıp o toprakları keşfetmek,o bilinmezin içerisinde gerçeği aramaya koyulmak istersiniz.Fakat muhtemelen gittiğinizde oyun içinde bi oyunun içinde kendinizi bulacak ve yazarın da bulduğu yerlerle zorlu bi yolculuktan sonra belki farklı isimlerle karşılaşacaksınız ve ulaştığınız katharsis duygularla yazarın bu trajedyanın son sahnelerindeki duygularını az da olsa anlamaya çalışacaksınız.
Büyücü
BüyücüJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20242,199 okunma
Reklam
408 syf.
6/10 puan verdi
Bu bilgiler spoiler olur mu olmaz mı bilemedim, çok hassassanız okumayın devamını. Mevlana ve Şems-i Tebrizi ilişkisini merak ettirdi, bu yönüyle benim için biraz doyurucu bir kitap oldu. Ancak işin polisiye kısmı hayal kırıklığıydı. Daha ilk sayfalardan anlıyorsunuz ki bu İkonion Turizm bir halt etmiş. Birkaç kez "etmemiş mi acaba" düşüncesi gelse de geldikleri gibi giderler. Bunun devamı daha spoiler olacak galiba. Buna çok takılmadan devam edilebiliyor. Yüksek gerilimli, polisiyeli bir kurgu olmasa da olur diyerek okunuyor. Mevlevilikten, semadan, yüce aşktan bahsediyor, dolu dolu, güzel. Ama şu hikayenin sonunu okuyucuya/izleyiciye bırakan eserler ne bayağı eserlerdir, onu yazan zihinler ne sinsi zihinlerdir. Sen sayfalarca kurguyu yaz, her yerini ince elediğini sıkı dokuduğunu düşündürt bize, ama sonunu getireme. Olacak iş değil. Bütün o mistik olaylar boyunca en çok düşündüğüm şey bunların nasıl bağlanacağıydı. Basit bir rüya, düş, sanrı ile geçiştirmez herhalde diye düşündüm. Doğaüstü olaylar bir yerden sonra hikayeye o kadar etki ediyor ki açıklanması kaçınılmaz oluyor. Acaba babası mı gelecek hikayeye, onun parmağı mı var bu işlerde diyorsunuz; ama yazar en son diyor ki "uçak Londra'ya mı inecekti Konya'ya mı bilmiyordum." Benim gibi biri için sinir bozucu. Sonunu bağlayamayacaksan sırf Mevlana ve Şems ilişkisinin ekmeğini yemek için ne gerek vardı bu kurguya. Böyle olunca iki hikaye de yarım kalmış oluyor. Yine de akıcıydı, ama bu kitabı ne mevlevi aşkı merak edene önerebilir insan ne de polisiye/gerilim sevene.
Bab-ı Esrar
Bab-ı EsrarAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201836.4k okunma
56 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Tanrı sonsuzluğu yarattı zamanı ise insan..
Jules Verne'in kibir üzerine yazdığı Zacharius Usta, verdiği mesajlarla, yer yer olağanüstü öğeleriyle akıcı ve hacmen de küçük oluşuyla tek seferde okunabilecek bir hikaye. Bir saat ustası olan Zacharius Usta, saatlerle kendi yaşamı, ömrü arasında bağ kuruyor; başlarda bunu bir çeşit sanrı gibi yansıtırken ilerledikçe hikayenin doğa üstü unsurlarıyla Zacharius Usta nın aslında doğru olduğunu anlıyoruz. Aslında burda kitabın verdiği mesajla çelişen bir durum söz konusu mu değil mi tartışılır, ama Jules Verne eseri olduğu için de düz hayal gücünden yoksun bir şekilde hikayesini anlatmasını bekleyemezdik. Belki biraz daha derinlemesine düşünülürse zaman ve sonsuzluk üzerine felsefi bir zemine de varılabilir bu hikayede. Tanrı sonsuzluğu yarattı zamanı ise insan gibi temelde yanlış ama özümsemede doğru bir neticeye ulaşılabilir. insan sonsuzluğu kavrayamaz, yalnız onun bir "zaman"ini kavrayabilir, o yüzdendir ki insan asla tanrıya ulaşamaz. Keyifli okumalar..
Zacharius Usta
Zacharius UstaJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119.8k okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 11 hours
. GİTMELİYDİN // DANIEL KEHLMAN Selammlar.. geçtiğimiz yıl tanıştığım Çağdaş Alman Edebiyatından bir yazarla geldim. Yazardan sırasıyla En Uzak Yer, Ben ve Kaminski eserlerinden sonra okuduğum üçüncü kitap ve doğrusu en sevdiğimi söylemeyecek kadar her birini çok sevdim. Aslında birbirine kurgusal anlamda benzeyen her üç kitapta yazarda tadına
Gitmeliydin
GitmeliydinDaniel Kehlmann · Can Yayınları · 2019380 okunma
592 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Sen bir birikimsin Sayru Usman
Ben kendi adıma müthiş bir kitap okudum. Kitapta aktarılan bilgi birikimine hayran kaldım. Bir ders kitabı gibi altını çizdim, kendimce notlar aldim, okunacak bir sürü kitap , izlenecek filmler, tiyatrolar öğrendim. Tanzimat ve sonrası Türk tiyatro tarihinden girdik, Shakespeare dan ciktik. bir çok sanat dalı ile alakalı kulak dolgunluğu edindik. Osmanlı tarihinin karanlık sularında dolastik. Ben Sayru Usman'ın yanlizliğında ve yaşlılığında inanılmaz bir keder gördüm. Evet bu yazdıklarıma merakınız yoksa okumak sıkıcı gelebilir çünkü bilinmeyen bir sürü bilgi, sanrı mi gerçek mi belli olmayan bir sürü tarih akışı içerisinde sürekli elimde telefon birşeyler araştırmak zorunda kaldım.ama bir süre sonra bundan zevk alır hale geldim. Okuduklarımın hepsi aklımda kalır mı? Bilmiyorum ama kafamda bir çok düşünceye ve doluluğa sebep vermesi ve bitirdikten sonra da hala bazı olayları araştırma isteği uyandırması açısından başarılı bir kitap. Aklımda kalan en çarpıcı cümle ise annesinin ölümünün ardından "yaşanmamış bir ömrün posasını toprağa verdiler bugün." demesiydi Sayru Usman'ın. Uzun süre yaşanmamış bir ömrü mü yaşıyorum. Kendimi nasıl var edebilirim, edebiliyor muyum. Sadece ev hanimi, anne ve eş olmanın yetmedigini gayet de iyi anlatıyor bu satirlar. Keyifli okumalar...
Mel'un
Mel'unSelim İleri · Everest Yayınları · 2019164 okunma
Reklam
432 öğeden 281 ile 290 arasındakiler gösteriliyor.