Cumhuriyet dönemi yazarlarımızdan olan Tarık Buğra, bu eseriyle bizlere Kurtuluş Savaşı dönemini, Kuvayımilliyenin ortaya çıkışını ve Anadolu’daki halkın o dönemki sosyoekonomik durumunu bizlere başarılı bir şekilde gösteriyor.
Birinci Dünya Savaşı ve sonunda imzalanan antlaşmalarla Osmanlı Devleti iyice güç kaybetmiş, işgal ve isyanlarla da iyice zayıflamıştır. Eser, Akşehir’in bir kasabasında geçer. Buradaki halkın kahramanlığının, düşmanla mücadelesinin bir bölümünü anlatır.
Kitaba başlar başlamaz beni içine aldığını söylemeden edemeyeceğim. Yazar duygularını çok güzel aktarmış biz okuyucularına. Bu yüzden sanki ben de bütün bunları onlarla yaşamışım gibi bir hisle bitirdim kitabı. Ayrıca yazarın dili, üslubu Yaşar Kemal’le paraleldi ve inceden bir İnce Memed’i anımsattığını da belirtmek isterim. Bu sayede hiç yabancılık çekmeden bir çırpıda okuyuverdim diyebilirim.
Sizler de milli mücadele dönemini bu denli yansıtan bu esere muhakkak bir şans vermelisiniz. Zaten kitap sizi akıcılığıyla, dilinin sadeliğiyle alıp götürecektir. Kitapla kalın, esen kalın.