Bu kadar kısa bir yaşam süresinde hiçbir şey gecikmez, özellikle ölümsüz bir ruha sahip olduğuna göre hiç kimse bir şeyin olması için uzun süre bekleyeceğini düşünmemeli. Kötü insanların büyük umutları ve mükemmel suç tasarıları çoğu kez aniden ve hiç ummadıkları anda bozulur, böylece zavallılıklarına bir sınır konmuş olur.
Kötülük insanı zavallı hale getiriyorsa, ne kadar uzun süre kötülük işlenirse o kadar zavallı olunur. En azından ölünce bile kötülüklerinin sonu gelmeyen insanları, insanların en mutsuzu olduğunu söyleyebilirim. Çünkü kötülüğün şanssızlık getirdiğine ilişkin çıkarımımız doğruysa, sonsuz olduğu bilinen şanssızlığın bir sonu olmayacağı da açıktır.
Bu dünyada doğmuş olmak ister şans, ister şanssızlık olsun, yaşamını burada geçirmenin en iyi yolu, benim şu anda yaptığım gibi, ilerleyip giden neşeli ve gürültücü bir kalabalığa kendini bırakmaktır.
Sayfa 107Kitabı okudu
S. Lem'in kitaplarının en büyük şanssızlığı bunların özgün dilinden çevrilmemiş olmasıdır. Aslında bu şanssızlık, S. Lem'in değil bizimdir. Bu durum bazı metinlerinde o kadar göze çarpar ki "Bu tatsız tuzsuz metni S.Lem mi yazmış? " sorusunu akla getirir. Türkiye'de Lehçe bilen kimse yok mudur? Elbette vardır. Ve hatta S. Lem'in kitaplarını özgün dilinden çeviren çevirmen de vardır.
Şanssızlık da yorulur
İlelebet böyle sürecek hali yoktu... Şanssızlık da yorulur...
Sayfa 167 - Yapı KrediKitabı okudu
Öykü ünlü Çin düşünürü Lao Tzu'nun zamanında geçer. Lao Tzu, bu öyküyü çok sever ve anlatırmış.
Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse bir hazine teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış. “Bu at, bir at değil benim için;
Kız olmak, daha doğuştan bir şanssızlık mı?
Mucizeler mucizeler ve başka başka mucizeler… Fakat mucizeyle ilgili en sevdiğim söz şudur; “ Bir mucize olana kadar sakın pes etme , pes etmezsen er ya da geç olur çünkü.”
Çünkü çoğu zaman bir mucizenin gerçekleşme ihtimali’ senin vazgeçme ihtimaline eş değer olabilir ve vazgeçmediğin her saniye havlu atmadığın her an’ bir mucize gerçekleşebilir ve çoğu zaman böyle gerçekleşir. Şans kapıyı her zaman çalar, söz konusu olan şans kapıyı çaldığında; evde misin, evdeysen uyuyor musun , uyanıksan giyinik misin, giyiniksen üstünde ne var? Yoksa şans kapıyı her zaman çalar. Mevzu, senin şansı karşılamaya ne kadar hazır olduğunla ilgili fakat mucizeler sadece şans eseri olmaz bazen şanssızlık da başka türlü mucizeleri yaratır.
"Zira şanssızlık dediğimiz, bazen de önceliklerimiz yüzünden göz ardı ettiklerimizin ortaya çıkardığı olumsuzluklar değil midir?.."
Kumar tutkusu, bu ezik yüreklere beklenmeyenin, mucizenin ve kazanmanın tadını bahşederek büyüyor. Bir dahaki el hep vardır ve var olacak. Burada ölüm yok, her şey her an telafi edilebilir; kaybedilenler geri alınabilir. Şanssızlık bu masanın başlıca aritmetiği ama aşılamayacak bir şey de değil. Masanın üzerinde şans perileri dönüp duruyor ve ellerindeki değnekten pırıltılı tozlar serpiyorlar oyuncuların başlarına.
Sayfa 79 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Aklını hayatın karanlık yanlarına takarak,
geçmişteki şanssızlık ve düş kırıklıklarını tekrar
tekrar düşünen bir insan, aynı şanssızlık ve
düş kırıklıklarını gelecekte de yaşamak için
dua etmiş olur. Gelecekte bir gün başınıza
talihsizlikten başka bir şey gelmediğini
görürseniz, bu bugün bunu çağırıyor
olmamızdandır; ve kesinlikle de böyle olacaktır."
Hayatınızı gözden geçirip geçmişteki zorluklara odaklandığınızda,
o an yaptığınız şey, daha zor koşulları hayatınıza çağırmaktan
başka bir şey değildir. Ne olursa olsun unutun gitsin. Kendinize
bu iyiliği yapın. Geçmişinizdeki herhangi birini başınıza gelenlerden
dolayı suçluyor veya ona kin besliyorsanız, bu davranışınızla
yalnızca "Kendinize" zarar veriyorsunuz. Hakettiğiniz yaşamı size
sağlayacak tek insan kendinizsiniz. Bilinçli bir şekilde isteklerinize
odaklanarak güzel duyulara dair ışınlar yaymaya başladığınızda
çekim yasası size cevap verecektir. Yapmanız gereken tek şey
başlayarak sihri açığa çıkarmak.
Sayfa 172
