Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ama dinler tarihi çalışmalarım bana insanların tinsel hayvanlar olduğunu öğretti. Gerçekten de homo sapiens'in homo religiosus olduğunu ileri sürmenin geçerliliği var. İnsanlar insan olarak tanındıkları andan itibaren tanrılara tapmaya başlıyorlar; sanat eseri yarattıkları anda dinler yaratıyorlar. Bu yalnız korkunç güçleri yatıştırmak isteğinden kaynaklanmıyor, bu ilk inançlar güzel ama aynı zamanda da korkutucu bu dünyadaki insan deneyiminin ayrılmaz bileşeni olan merak ve gizemi ifade ediyorlar. Sanat gibi din de, bedenin miras aldığı acıya karşın, yaşamda değer ve anlam bulma çabasının bir sonucu Öteki bütün insan etkinlikleri gibi din de kötüye kullanılabilir ama daima yaptığımız bir iş gibi görünüyor. Din yalnızca yönlendirici kralların ve rahiplerin başlangıçtaki laik yapısıyla dümen tutup gitmiyor, insanlık için doğal bir yapısı da var. Gerçekte şimdi geçerli olan laiklik tamamıyla yeni bir deneyim, insanlık tarihinde öncesi yok. Ama nasıl işlediğini daha da görmemiz gerekiyor. Bizim Batılı liberal hümanizmimizin bize doğal olarak gelen birşey olmadığı da doğru, şiir ve resimden zevk almamız gibi, onun da geliştirilmesi gerekiyor. Hümanizm kendi başına Tanrısız bir din ve elbette bütün dinler teistik değil. Bizim etik laik ülkümüzün kendi zihne ve yüreğe ilişkin disiplinleri var ve insan yaşamına bir zamanlar daha gelenekçi dinlerin sağladığı nihai anlama inanılması için araçlar veriyor.
"Homo sapiens, şans eseri büyüyen bir ağacın beklenmedik bir dalının pek de muhtemel olmayan bir uzantısı üzerindeki küçücük bir çıkıntıdır." (Stephen J. Gould, 1989)
Reklam
Günümüzde biyoloji geleneksel ırkların varlığını kabul etmiyor; bunlar tutarlıktan uzak, olsa olsa yararsız ve tehlikeli ayrımlar olarak görülüyor. Bununla birlikte, konuşma dilinde irklara atıfta bulunmak toplumun büyük kesimi tarafindan hala sürdürülüyor. İnsanların sınıflandırılması mümkün olmasa da "insanlarda ırklardan söz edilemez" önermesi sağduyuya aykırıymış gibi geliyor. Böylelikle bilim, dünyayı algılayış biçimimizin karşısında durmuş oluyor.
Avcı toplayıcılık devrinden beri insan beyninin küçüldüğüne dair kanıtlar var.
Sayfa 63 - Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens, Kolektif KitapKitabı okuyor
pürdikkat çalışma meselesine ister nörobilimin, ister psikolojinin, isterse de idealar dünyasından seslenen felsefi perspektifinden yaklaşın, tüm bu disiplinlerin dönüp dolaşıp varacağı nokta, derinleşme ile anlam arasındaki bağlantı olacaktır. bir şekilde türümüz derine indikçe gelişen, yüzeyde kaldıkça yolunu şaşıran bir canlıya evrilmiş sanki. buna 'homo sapiens deepensis' adını verebiliriz.
franz kafka,dönüşüm üzerine ve övgüler
Dönüşüm
Dönüşüm
Modern dünya edebiyatında çok tartışılan, çok yorumlanan ve edebiyat akımlarına yerleştirilmesi zor eserler bırakan Franz Kafka, 3 Temmuz 1883'te Almanca konuşan Çek asıllı Yahudi bir tüccar ailenin oğlu olarak Prag'da doğdu. Kafka'nın babası, yoksul koşullardan zengin bir tüccar durumuna yükselmiştir. Annesi ise varlıklı,
Reklam
“Nasıl”ı tarif etmekle “neden”i açıklamak arasındaki fark nedir?
Zihin hoşuna gitmeyen bir şey yaşadığında şiddetle bu rahatsızlıktan kurtulmak, hoşuna giden bir şey yaşadığında da zevkin kalıcı olmasını ve yoğunlaşmasını ister, bu yüzden de hep doyumsuz ve huzursuzdur.
Irak ve Suriye'yi inşa etmek için uğraşanlar, bazıları binlerce yıllık geçmişe dayanan gerçek tarihi, coğrafi ve kültürel mirasları kullandılar. Saddam Hüseyin, Abbasi halifeliğinin ve Babil İmparatorluğu'nun miraslarını kullandı, hatta en gözde zırhlı birliklerinden birinin adını Hammurabi Birliği koymuştu, ama bu Irak ulusunu eski bir topluluk yapmaya yetmiyordu. Dolabımda iki yıldır duran un, yağ ve şekeri kullanarak pasta yapmam, pastanın da iki yıllık olduğu anlamına gelmez. Geçtiğimiz on yıllarda ulusal topluluklar giderek birbirini tanımayan ama aynı tüketim alışkanlıkları ve ilgilerine sahip, bu yüzden kendilerini aynı topluluğun üyesi olarak hisseden ve tanımlayan tüketici topluluk- ları tarafından kuşatılıyor. Bu durum kulağa garip geliyor ama etrafımız böyle örneklerle dolu. Örneğin Madonna hayranları bir tüketici kabilesidir. Kendilerini büyük ölçüde Madonna konserlerinin biletleri, CD'ler, posterler, tişörtler, cep telefonu zil melodileri satın alarak tanımlarlar, yani alışverişle. Beşiktaş taraftarları, vejetaryenler ve çevreciler de bu duruma verilebilecek örneklerdir. Onlar da her şeyden önce tükettikleri şeyle tanımlanırlar, kimliklerinin temeli budur. Alman bir vejetaryen, et yiyen bir Almandansa Fransız bir vejetaryenle evlenmeyi tercih edebilir.
Sayfa 359Kitabı okudu
Reklam
Bundan daha Marxist bir açıklama olamaz :)
Devlet, piyasalar ve bireyler arasındaki meseleyi çözmek zordur. Devlet ve piyasa karşılıklı hak ve yükümlülükler konusunda anlaşamazken, bireyler de ikisinin de çok fazla talepte bulunup karşılığında çok az şey verdiğinden şikayet ederler. Çoğu durumda bireyler piyasa tarafından sömürülürken, devlet de bireyleri savunmak yerine ordusu, polisi ve bürokrasisiyle bireylere karşı piyasaları korur. Yine de, mükemmel olmasa da bu anlaşmanın bir şekilde yürümesi inanılmazdır. Sonuçta, bu anlaş- ma insanların nesillerdir devam eden toplumsal düzenlerini altüst etmiştir. Milyonlarca yıllık evrim, hepimizi topluluk üyesi olarak düşünmek ve yaşamak yönünde tasarlamıştır, oysa biz iki yüz yıl içinde birbirine yabancılaşmış bireyler haline geldik. Hiçbir şey kültürün akıl almaz gücünü bundan daha iyi doğrulayamaz.
Sayfa 356Kitabı okudu
“Belli bir beceriyle doğan biri eğer desteklenmez, geliştirilmez ve çalıştırılmazsa becerisi zamanla körelir.”
İnsanlık yolculuğunda bir Homo sapiens sapiens yani "insan ferdi" olarak doğmak işin sadece başlangıç kısmıdır. İnsan kalabilmek, dahası gerçekten gelişkin bir insan olabilmek, sürekli gayret ve çaba ister. Bir kuşun uçması gibidir insan olmak: Kendisine verilen yetenekleri kullanmayı boş verdiği her durumda, kanatlarını kapatan bir kuş misali, hızlı irtifa kaybeder insanoğlu.
Sayfa 31 - Tuti Kitap Yayınları - 5.BaskıKitabı okuyor
Tarihteki savaşların ve devrimlerin çoğu gıda kıtlığından kaynaklanmamıştır. Fransız Devrimi’nin öncüleri aç çiftçiler değil, zengin avukatlarda.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.