Ufacık, taş bir evdi, bana hep dotça bakardı; hantal komşularının yanındaki mağrur duruşunu görünce, evin yanından geçerken bile yüreğime mutluluk doluyordu. Bir gün, geçen hafta, yine o yoldan geçerken dostlarıma baktım ve birden acı bir haykırış duydum: "Beni sarıya boyuyorlar!" Şeytanlar! Barbarlar! Hiçbir şey ellerinden kurtulamamıştı: ne sütunlar, ne saçaklar; kanarya gibi sapsarı olmuştu dostum! Sırf bu olay nedeniyle sarıdan hiç hoşlanmam, zaten o günden beri de Sarı İmparatorluk'un* rengine boyanarak güzelliğinden edilmiş o zavallı dostumu görmeye içim el vermedi. *Sarı fon üzerine ejderha figürü bulunan Çin İmparatorluğu'nun bayrağı kastediliyor.
Anlat bana düşen ve patlayan bombaları, Ben uykudayken. anlat bana ıslanan yanakları, Söyle kaç ördek deniz üstünden uçtu? Çocuğun rüyası üzerinden zırhlı tekerleğin geçtiği vakit Kanarya, şarkısının sarı telini hangi duygunun ayağına bağladı?
Reklam
O zaman anlat bana düşen ve patlayan bombaları, Ben uykudayken. anlat bana ıslanan yanakları, Söyle kaç ördek deniz üstünden uçtu? Çocuğun rüyası üzerinden zırhlı tekerleğin geçtiği vakit, Kanarya, şarkısının sarı telini hangi duygunun ayağına bağladı?
Sayfa 42
Orda buluşmayı severdik yalnız. Sarı bir kuşları vardı. Adına kanarya derlerdi. Küçük bir kafeste odayı doldururdu.
“Annemi düşündüm. O da deli miydi? O yüzden mi yapmıştı? Beni sarı Mini'nin arka koltuğuna bağlayıp gaza basarak o kırmızı duvara girmesi o yüzden miydi? O arabayı, neşeli kanarya rengini çok severdim. Boya kutumdaki sarının aynısı. Şimdi o renkten nefret ediyorum, her kullanışımda ölümü düşünüyorum. (…) Tepeyi çıkarken gözlerim doldu. Ne annem ne kendim ne de o evsiz için ağlıyordum. Hepimiz için ağlıyordum. Her yerde çok fazla acı var ve biz, görmezden geliyoruz. Gerçekte hepimiz korkuyoruz. Birbirimizden ödümüz kopuyor.”
Savaştığımız Günler Kendimizle
Başın çok yükseklerde eğil selvi boylu Eğil bir kez nasıl bir şeysin göreyim Nasıl liman çocukları zalim Nağra atarlar gecenin koynuna Daha başkaları da var Tabiatlarını mayalarını açıklayan
Reklam
... Yalnız şu çok hoş, açık pembe küçük evlerden biriyle yaşadığım şeyi hiç unutmayacağım. Bu öyle tatlı, taştan, küçük bir evdi, yanından geçecek olsam bana öyle dostça, biçimsiz komşularına da öyle gururla bakardı ki, kalbim mutlulukla dolardı. Geçen hafta, caddede yürüyordum ve dostuma gözlerimi çevirir çevirmez birden yas dolu bir çığlık duydum: “Beni de sarı boyayla boyayacaklar!” Hainler! Barbarlar! Hiçbir şeye acımadılar: Ne kolonlara ne de saçaklara acımadılar ve dostum kanarya gibi sapsarı oldu. Bu yüzden neredeyse ödüm patlıyordu ve bu vakte dek, göksel imparatorluğun rengiyle kaplanan, benim sakatlanmış biçaremle karşılaşmaya güç bulamadım kendimde.
Sayfa 28 - Çin eskiden "Göksel İmparatorluk" adıyla tanımlanırdı. Çin İmparatorluğu'nun bayrağında sarı zemin üzerinde bir ejder tasviri yer alıyordu.Kitabı okudu
"Uçan kaleci" Cihat Arman
Cihat'ın kanarya sarısı renklerinde bir kazağı vardı. Seyirciler bu kazağından ötürü ona "Kanarya" dediler. Sonra da "Sarı kanaryalar" Fenerbahçe'nin simgesi oldu.
Sayfa 22 - NtvKitabı okudu
208 syf.
5/10 puan verdi
Parlak fikir, beceriksiz yazar...
Parlak bir fikir, iyi bir kurgu ve güçlü bir anlatım (ikinci ve üçüncü bir arada) bir kitap hakkında olumlu görüş bildirmemiz için yeterlidir.
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451
için sadece parlak bir fikre sahip olduğu söylenebilir.
Ray Bradbury
Ray Bradbury
içinse, aklına gelen bir fikir sayesine yazar olmuş, dersek abartmış olmayız. Edebi olmak için aklın, mantığın sınırlarını zorlamak,
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289.9k okunma
187 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.